Bizler, bu dünyaya hiç ölmeyecek gibi tutkuyla bağlanmış zavallı insanlarız. (154)
Hangi yarın, kimsesizliğin itelediği gövdelere şefkatin renkleriyle kol kanat gerebilir? (164)
Kaybedilmiş sınavlar aydınlatıyor yolumuzu. Yüreğimizde inanıyor olmanın serinletici rahatlığıyla hazırlanıyoruz gelecek belirsiz günlere. ... Hayata karşı, inancımız savunuyor bizi. (167)
...Çünkü bir tarafı eksik olan adamları severdi en çok.
İnsan gülümsemeyi ihmal etmemeli fotoğraflarda. Çocukken ve hatta hayatının ilk fotoğrafçısı "Gülümseyin!" demişken... Gülümsemeli insan!
Gezegenin ucunda uzaya ayaklarımı sarkıtıyor ve oltamı atıp yıldız avlıyorum. O yıldızlar, camlı dolabımda her ışıldadıklarında bunu sadece benim için yapmış oluyorlar! Ayrıcalıklar yaşayan biriyim ben, insanlardan hiçbiri yaşamadı daha önce benim yaşadıklarımı.
Öyle sanıyorum ki çok fazla hareket etmeyen insanların ruhları çok daha çabuk yoruluyor. Çünkü bedenin durgunluğu zihni harekete geçiriyor. İnsanın bedeni ile ruhu arasında kurulmuş böyle tuhaf bir tahterevalli var. Beden hareketliyse ruh hareketsiz kalıyor. Beden dinginleşirse ruh dur durak bilmiyor. Hangisi daha yorucu derseniz, bir şey söyleyemem. Bunun cevabını bilecek durumda değilim. Çünkü benim bedenim hiçbir zaman kabına sığmayan o türden bir çoşku içinde olmadı. Kimsenin bilmediği ıssız bir göl gibi durgundum ben her zaman.
Senin dünyamı değiştiren bir başkalığın var kelebeğim. Senin avuçlarıma beyaz bir güvercin gibi sığınan küçük güzel ellerin var. Senin beynimi ürperten bir sessizliğin var. Bazen bir kor yumağı gibi içime düşüp ıssızlaşıyorsun. Bazen kendine kıvrılıp koskoca bir yokluk oluyorsun. Bazen bilenen bütün kelimelere sağırlaşıyorsun. Duymuyorsun. Hiçbir şey duymuyorsun. Hey!
Hepimiz kendi rengimizin peşindeyiz, değil mi kelebeğim? Hepimiz bir ipin ucundan çekiyoruz, değil mi? Bazen kendimizden geçiyoruz değil mi, bazen birbirimizden? Bazen de içimiz sıkılıyor değil mi, vazgeçiyoruz yürümekten? Yürüdükçe uzuyor dünyanın boyu. Yürüdükçe artıyor mesafeler. Yürüdükçe bir yere gitmiyor ayaklarım. Yürüdükçe daha çok kanıyor dizlerim. Yürüdükçe genişliyor titremelerim. Yürüdükçe çoğalıyor içimde bir kelebek sıtması. Yürüdükçe takılıyorum tarihimin değişmez engeline. Tükeniyor ruhumun adımları.
Biraz uzun ama keyifli, bi zahmet okuyun :)
Mürvet Sarıyıldız
Kamuran Şipal
G. K. Chesterton
Emrah Serbes
Lily Prior
Jiddu Krishnamurti
Rick Riordan
İclal Aydın
Necib Mahfuz
Bernard Lewis