- Bilin ki bu zorunlu ikametim söyleyecek sözüm olmadığından değil! karar verip bir anda çekilseniz hepiniz dünyadan, çekildiğiniz her yeri tek tek doldurabilirim sözlerimle. Çünkü siz hayata dair her şeyi sakız gibi çiğnemenize karşılık, aslında hiç bir şeyi tam olarak konuşmayı beceremiyorsunuz. Sizin hayatı kaplayan bütün bu gevezeliğiniz, aslında bir tek gerçek söze sahip olmayışınızdan... Onu bulabilseniz rahatlayacak ve hayatı dinlemeyi öğreneceksiniz. O zaman, yani siz gerçeğe çarpıp sesinizi kestiğinizde, yeniden nefes almaya başlayabilecek hayat. Varsa benim gibi başkaları, sözlerini içlerine, kendilerini de suskunluk balonlarına saklayan başka gürültü mağdurları varsa eğer, hepimiz, hepimiz nefes alabileceğiz. Çünkü sessizlik herkesin dinleyebileceği kadar gür bir ses...
- Siyah bir kağıdın üstündeki beyaz bir nokta kadar yalnızım şimdi.
- buradan ilan ediyorum, herkes dibine kadar duysun: kimliğimin pimini kaybettim, hükümsüzdür. dilimin kemiğini kaybettim, hükümlüdür. geri dönmekle yükümlüdür. bulun getirin! getirin! getirin örtün! örtün üstüme şöyle şefkatli bir şeyler! donduruyor beni bu buzlu maskaralık. bu yılışık soğuğun ellerimle tuttuğu vıcık vıcık yağlı güreş. beynimle safra kesemi birbirinden ayıramıyorum artık. kafatasımın içindeki beynimse eğer neden içi safrayla dolu? ben arızalandım, şüphe yok. tamam bir insanım ama sanki dekupeyim. zorla başka bir yere yapıştırılmışım.boşluğum beni bekliyor sanki orada! Her şeyi aynı anda eksik bırakmış sanki zorba makas, her şeyi kırık, her şeyi defolu, her şeyi arızalı...
- En kötüsü de, bir şeyi iyi yaptığını hatırlayıp da nasıl yaptığını hatırlayamamak...
- Rica etsem bir hızlı gösterim ayarlanamaz mı peki? Rica ediyorum! Öyle mi? Olmuyor mu? Demek bu yıllar standart bir hızla gelip geçiyorlar. Peki öyle olsun. İtirazım yok! Hiç itirazım yok! Hiç yok!
- Beni alınız. Beni alınız beni. Camdan kağıtlara sarınız. Topraktan torbalara... Beni alınız.
- Beni alınız. Beni alınız beni. Tarih eskisi kuru bir yaprağa koyunuz. Sulara bırakınız. Derinliği giden sulara...
- Beni alınız. Beni alınız beni. Biliniz. Sen kocaman bir laftır, biliniz. Ben küçük...
- SES üşür.
AŞK çift kişilik bir yalnızlıktır.
HAYAT ölüme ulanmış tiz bir çığlık...
ÖLÜM ışığı kemiren kör bir karanlık...
SEN her yeri kaplayan ince bir serap...
BEN küçülüp azalan bir kum tanesi... - Üzülme kelebeğim... Bugünü atlatırsak yarın diye bir şey yok! Üzülme kelebeğim... Bir yıldız kayar kimsenin bilmediği. Üzülme kelebeğim... Ağlarken duyulmaz sesim. Üzülme kelebeğim... korkarım yükseklerden. Üzülme kelebeğim... kalır yalnızca güzelliğin.
Allahım, ne güzel uçuyor bu kelebek böyle! Allahım, bitiyor kelimeler!