Hayatın çılgın dönüşünü ne kadar sağır bir gürültüyle yaşarsak, ölüme kendimizi o kadar kaybettireceğimizi sanıyoruz.

Sevgi eskilerin anlattığı yalan bir kelime artık. Saygı hazırolda beklenen altmış saniye...

Seksek oynuyor kan içiciler. Cinnet yaygınlaşıyor. Ve saatler yanlış bir zamanı gösteriyor. Yelkovan yok; akrep.. akrep.. hep akrep!..

Bir kişinin yokluğu dünyayı bomboş yapıyor.

İçimizde tehlikeli bir faşizm biriktiyoruz. Allah'ın dini adına yalanlar üretiyoruz. Cehaletlerimizi dini kisvelerle yoğurup küçük dünyevi iktidarlar ediniyoruz. (S. 61)

İçimizde tehlikeli bir faşizm biriktiyoruz. Allah'ın dini adına yalanlar üretiyoruz. Cehaletlerimizi dini kisvelerle yoğurup küçük dünyevi iktidarlar ediniyoruz. (S. 61)

Yalanla uyumluyuz. Dünyanın yalanlarına kendi yalanlarımızı ekliyoruz. Kirli emellerimizi cilalayıp ulvi idealler olarak piyasaya sürüyoruz. Hayır işlemenin bile kumpasını kurduk, yakaladığımızı öğütüyoruz. Kendi kurduğumuz yalanlara kendimiz inanıyoruz. Kendi kazdığımız kuyuya kendimiz düşüyoruz. Pislikle uyumluyuz. (S. 63)

Kimse Allah'ın insanlara koyduğu sınırlara ilaveler yapmasın! Kimse genç sürgünleri köreltmesin! Kimse şiiri yasaklamaya kalkmasın! Çünkü şiir hayattır. Hayat uzun bir yoldur. Müslüman bu yolun inançlı yolcusudur. İçimizden faşizmi, boyunlarımızdan ilmikleri çıkartalım. Şiirle... (S. 64)

Çünkü ben söyledikleri doğruları bilmeyen insanların sözlerini duyamıyorum. Yani sağırım. Çünkü sözlerindeki anlamı bana duyuramayan insanlar ne söylediklerimi bilmiyorlar. yani dilsizler. (S. 68)

Güvenememe korkusunun, güvenilir olmama durumuyla yakından ilgisi olduğunun bilincine varmalıyız. (S. 71)