- Artık erkek kardeşlerimle dışarı çıkmayı özlemiyordum ; çünkü zihnimi faal tutacak, her yeni günü dört gözle beklememi sağlayacak bir şeyim vardı.
- Ancak annem sadece benim geri zekalı olmadığımı söylemekle yetinmiyordu, bunu kanıtlamak için elinden geleni de yapıyordu. Görev bilinciyle değil, sevgiyle yapıyordu bunu. Bu yüzden bu kadar başarılıydı.
- Aramızda garip, hatta anlaşılmaz bir bağ vardı; bir göz kırpmasıyla diğerimizin ne hissettiğini anlayabiliyordu. Bir örümceğin kesilmiş iki bacağının, birbirlerinden ayrı olsalar bile ikisinden birinde hayat olduğu sürece hareket edebilmesi gibi bir durumdu bu.
- Asla diğer insanlar gibi olamayacaksam, en azından kendim gibi olacağım ve kendim gibi olmak için elimden geleni yapacağım.
- Değişiyordum. O sıralar bunun farkında değildim; ama yeniden mutlu olmak ve beni mutsuz eden şeylerin bazılarını unutmak için yeni bir yol bulmuştum. Hepsinden önemlisi kendimi unutmayı öğrenmiştim. Christy Brown (Sayfa 59)
- Mesele sadece eski arabamı özlemem degildi. Artık erkek kardeşlerimle dışarı çıkmayacağımi düşündükçe üzülüyordum. Her şey değişmişti. Sonunda kendi başıma kalmistim... Birkaç gün sonra, bahçede erkek kardeşlerimle oyuncak askerlerle oynarken, arkadaşlarımız ellerinde balık ağları ve kavanozlarla geldiler. Hep birlikte balığa gitmeyi önerdiler. Çok güzel bir gündü ve kimse evde kalmak istemiyordu. Herkes birer olta ve takım kapti; çok heyecanliydilar. Peter, gün sonuna kadar yirmi tane balık tutacağına dair iddiaya girdi. Bahçe kapısında toplanıp gitmeye hazirlandilar. Biraz sonra Tony, bir arkadaşıyla unuttuğu bir şeyi almaya geldi. O yeniden yoldan aşağı inerken , boş boş ve sessizce baktım. Durdu. İlk kez yanına beni almadan bir yere gidiyordu. "Özür dilerim Chris," dedi bana bakmadan. "Sana bir sürü balık getireceğiz. " Hızla uzaklaştı. Arkadaşı, " Ona aciyorum," diye söze başladı. Tony, onu yola doğru sertçe itti. Diğerlerine yetişmek için hızla koştular. Bahçede tek başıma kalmıştım. Bükülmüş halde duran ellerime bakakaldım.
- Pazar sabahı Peter 'la birlikte yarı uyur yarı uyanık halde tembel tembel yatarken babam merdivenleri çıktı, odaya daldı ve beni oturttu. Bak dedi, sunday independent' ı yüzüme doğru sallayarak ; gördün mü kazanmıs sin! Doğruydu. Orta sayfada geçen cuma çektikleri fotoğrafım vardı. Beni mutfağa indirdiler; herkes kahvaltısını yapıyor ve heyecanla başarımdan söz ediyordu. Babamla içeri girdiğimizde herkes konuşmay i kesti. Ancak annem elindeki çaydanlıgi bıraktı ve babam beni kollarında tutarken yanıma geldi. Denemekten asla vazgeçme Chris dedi beni öperek. Ya hayallerimdeki kız? O gün daha sonra o da geldi. Elimi ellerinin arasına aldı, alnımdan öptü ve benimle gurur duyduğunu söyledi. Sol ayağım ve ben yine başarmıştık
- ... günün karmaşasından ve yoğunluğundan kurtuldugumuzda bilinçli bir çaba veya zihinsel irade göstermeksizin pişmanlıklar ve mutluluklarla dolu hayallere dalarız. Unutulmuş geçmişin bütün mutlu veya üzüntülü görüntüleri iç gözümüzde toplanır... eskiden yaşanmış deneyimleri ve hazlari tekrar yaşarız. Ufak tefek kibirlerimizi veya oyunlarımizi hatırlarız. Kendimize şunu açıklarız. Bu ben değilim ben hiç bu kadar umursamaz olmadım kesinlikle. Yine de geçmiş yalan soylemez; geçmiş değiştirilemez. Öyle olmasaydı, kutsal ruhların ve meleklerin varlığının ne anlamı kalırdı o zaman
- Dinledim... O aralık günü, annem yanımda çömelmiş, pes etmemem konusunda teşvik ederken bir parça sarı tebeşirle "A" harfini çizdiğim o Aralık gününü hatırladım... Tony'nin beni çalıların arkasında soyup, Jim'in kocaman mayosunu bana giydirip, kanala bırakmasını ve bu sırada Jim'in "Boğulacak..". sana diyorum." demesini hatırlıyorum. Lourdes'ı ve Mağaranın önünde yanan mumları...
- Gözlerimi kapatıp hakkımdaki hoş olmayan gerçeklere sırtımı dönmenin bana ne yararı olacaktı? Bunu yapmayı birçok kez denemiştim; fakat son sınavı biraz daha ertelemekten başka bir şey yapmıyordum; bir şekilde yaşanması gerekiyordu. Yaşandı, beni mutsuz da etti, bir dönem acı verdi, fakat sonunda kendi içimde daha güçlü olmamı sağladı. Asla diğer insanlar gibi olamayacaksam, en azından kendim gibi olacağım ve kendim gibi olmak için elimden geleni yapacağım.