Diğerleriyle koşmak ve oynamak için can atıyordum; ama esaretimi kırıp kendimi kurtaramıyordum
Beni çok fazla cezbeden şey tebeşirdi. İnce, uzun ve parlak sarı bir çubuktu. Bundan önce öyle bir şey görmemiştim. Kara tahtanın siyah yüzeyinde o kadar belirginleşiyordu ki ondan altın bir çubukmuşçasına etkilenmiştim.
Etrafıma baktım, bana dönen gergin, heyecanlı, o anda donmuş, sabit, sabırsız, bir mucize gerçekleşmesini bekleyen yüzler gördüm.
Doğruydu,dudaklarımla konuşamıyordum, ama şimdi söylenenlerden daha kalıcı bir şeylerle konuşacaktım, yazılı kelimelerle.
Döndü, ellerini üzerime koydu ve gülümsedi. Yazmayı öğrendiğim yeni kelime A-N-N-E' ydi.
"Gezinti arabası" dedikleri paslı, eski bir arabayla beni taşıyorlardı.
Pederlerin neden bütün duaları Latince okuduğunu ara sıra kendime sorardım.Peter, bunun bütün azizlerin sadece Latince konuştuğundan ve Tanrı'nın İngilizce anlamadığından kaynaklandığını söylemişti.
Tony, bana dünyadaki her şeyi Tanrı'nın bîna ettiğini söylediğinde ona pis bir yalancı olduğunu söylemiştim çünkü babam, evleri sadece duvar ustalarının yapabileceğini söylemişti ve Tanrı'nın bir duvar ustası olmadığını biliyordum.
Sadece mutlu olmak ve erkek kardeşlerimin de benim mutlu olduğumu görmelerini istiyordum
Abim bir ayağından diğerinin üzerine kaykıldı, boğazını temizledi ve büyük bir ciddiyetle şöyle dedi; "Yedinci emir-çalmamalısın!"
John Hart
Jiddu Krishnamurti
E. L. James
Henri Beyle Stendhal
Albert Einstein
John Green
Tuna Kiremitçi
Hüsnü Arkan
Thomas Harris
S. Ahmet Arvasi