- Diğerleriyle koşmak ve oynamak için can atıyordum; ama esaretimi kırıp kendimi kurtaramıyordum
- Beni çok fazla cezbeden şey tebeşirdi. İnce, uzun ve parlak sarı bir çubuktu. Bundan önce öyle bir şey görmemiştim. Kara tahtanın siyah yüzeyinde o kadar belirginleşiyordu ki ondan altın bir çubukmuşçasına etkilenmiştim.
- Etrafıma baktım, bana dönen gergin, heyecanlı, o anda donmuş, sabit, sabırsız, bir mucize gerçekleşmesini bekleyen yüzler gördüm.
- Doğruydu,dudaklarımla konuşamıyordum, ama şimdi söylenenlerden daha kalıcı bir şeylerle konuşacaktım, yazılı kelimelerle.
- Döndü, ellerini üzerime koydu ve gülümsedi. Yazmayı öğrendiğim yeni kelime A-N-N-E' ydi.
- "Gezinti arabası" dedikleri paslı, eski bir arabayla beni taşıyorlardı.
- Pederlerin neden bütün duaları Latince okuduğunu ara sıra kendime sorardım.Peter, bunun bütün azizlerin sadece Latince konuştuğundan ve Tanrı'nın İngilizce anlamadığından kaynaklandığını söylemişti.
- Tony, bana dünyadaki her şeyi Tanrı'nın bîna ettiğini söylediğinde ona pis bir yalancı olduğunu söylemiştim çünkü babam, evleri sadece duvar ustalarının yapabileceğini söylemişti ve Tanrı'nın bir duvar ustası olmadığını biliyordum.
- Sadece mutlu olmak ve erkek kardeşlerimin de benim mutlu olduğumu görmelerini istiyordum
- Abim bir ayağından diğerinin üzerine kaykıldı, boğazını temizledi ve büyük bir ciddiyetle şöyle dedi; "Yedinci emir-çalmamalısın!"