- "Yalnızdım, kendi dünyama hapsolmuştum, diğerleriyle iletişim kuramıyordum; varlığımı onların varlığından ayıran, beni onların hayatı ve faaliyetleri dışında tutan camdan bir duvar vardı sanki."
- Ayrıca beni bu kadar çok mutlu eden tek şey resim yapmak değildi, bu tek başına yeterli değildi. Gerçek şuydu ki; sadece kendimi değil, bir başkasını da mutlu etmek için resim yapıyordum...
- ...hayatı daha çok kendi içimde yaşıyordum, fakat aynı zamanda onlardan ayrı yaşıyordum, onların çoğuna anlamlı gelen birçok şeyden ayrıydım. Kendi kendime mutluydum yine de hala kendi kendime yeterli olmaktan ne kadar uzak olduğunu bilmiyordum...
- Artık bir çocuk olmadığımı biliyordum , ama bir yetişkin de değildim. Çocukluğun neşe dolu kayıtsızlığı ve yetişkinliğin bilinçlendirici acısı ve hayal kırıklığı arasında asılı duruyordum.
- Etrafımdaki her şey canlılık, çaba, büyümenin işareti gibiydi. Herkesin yapacak bir şeyleri vardı, onları meşgul edecek, zihinlerini ve ellerini canlı tutacak bir şeyler. Hayatlarını bir bütün yapacak ilgi alanları, aktiviteleri ve amaçları vardı; tüm bunlar enerjilerine doğal bir kaynak ve doğal bir ifade ortamı sağlıyordu. Benimse sadece sol ayağım vardı...
- Diğer dünyayı düşünmeden önce bu dünyayı kavramak ve hakkında daha çok şey öğrenmek istiyordum...
- Tekrar eski ceketi giyiyor gibiydim. Her şey aynıydı. Eski yaşayışıma, eski düşünce biçimime içerlemiştim. Bir şeyler için yaşamak istiyordum ama hiç bir şey yoktu. Hayatımda bir amaç, bir değer olsun istedim ama bunların hiç biri yoktu. Boş ve anlamsızdı. Kendimi neşesi bitmiş hissediyordum, bulamayacağım bir şeyi arıyor veya ulaşamayacağım bir şeye ulaşmaya çalışıyor gibiydim...
- Asla diğer insanlar gibi olamayacaksam, en azından kendim gibi olacağım ve kendim gibi olmak için elimden geleni yapacağım...
- Hayatım şekilsiz, amaçsız, değersiz görünüyordu. Büyüdükçe etrafımda oluşan duvarların arasına hapsolmuştum. Özgür olmayı çok özlüyordum. Zincirlerimden kurtulup kaçmak için can atıyordum. (Sf.93)
- Gözlerine kum serperek, çocukların uykularını getirdiğine inanılan peri.