Birkaç gün sonra Lourdes sadece bir anı olmuştu ve büyü bozulduğunda hayatın sıkıcılığı ve anlamsızlığının farkına vararak tekrar kendime gelmiştim. Lourdes bitmişti ve ben eskisi gibiydim
Annemle benim aramda bile, birbirimize ulaşmamızı engelleyen camdan bir duvar oluşmuştu
Mona, gideceği dansı unutmuş, elindeki pudra süngeriyle oynarken aptal aptal bana bakıyordu. Peter, sevgili Peter ise çayına şeker yerine iki kaşık tuz atmıştı.
Charles Dickens en iyi arkadaşımdı hâlâ. Altı veya yedi kitabını hızla okumuştum. En sevdiğim ise David Copperfield'dı
Birilerinin sırtında gezmeyi sevmiyordum, bu benim için biraz aşağılayıcı bir şeydi ve kendimi bu şekilde aptal gibi hissetmek istemiyordum. Taksiye sürünerek gitmeyi buna tercih ederdim
Kalbim mutluluktan fırlayacaktı. İyileşecektim. Artık hiçbir şeyin önemi yoktu!
"Önce büyük bir fedakârlık yapmalısın. Hiçbir şey yapmadan iyileşmen imkânsız, biliyorsun, bu yüzden artık sol ayağını asla kullanmayacaksın."
Bir sürü kedi yavrusu içinde kendimi bir fil gibi hissediyordum ve böyle göründüğünden de emindim
Birbirimize sürekli yazıyorduk, benimki hayal dolu, gerçek dışı mektuplardı, onunkiyse zekiceydi
Günün karmaşasından ve hummalı yoğunluğundan kurtulduğumuzda, bilinçli bir çaba veya zihinsel irade göstermeksizin pişmanlıklar ve mutluluklarla dolu hayallere dalarız?
Richard Dawkins
Mark Twain
Cemil Meriç
Emrah Serbes
Fyodor Mihailoviç Dostoyevski
Anton Çehov
Simone de Beauvoir
Stanislaw Lem
Gabriel Garcia Marquez
Grigory Petrov