- Hayallerim gerçekleşmek için fazlasıyla büyüktü
- Hayatım şekilsiz, amaçsız, degersiz görünüyordu. Büyüdükçe etrafımda oluşan duvarların arasına hapsolmuştum. Özgür olmayı çok özlüyordum. Zincirlerimden kurtulup kaçmak için can atıyordum
- Aramızda garip, hatta anlaşılmaz bir bağ vardı; bir göz kırpmasıyla diğerimizin ne hissettiğini anlayabiliyordu. Bir örümceğin kesilmiş iki bacağının, birbirlerinden ayrı olsalar bile ikisinden birinde hayat olduğu sürece hareket edebilmesi gibi bir durumdu bu.
- Sol ayağım! Ama bu benim herşeyimdi. Sırf onunla konuşabiliyor, onunla yaratabiliyordum. Dış dünyayla olan iletişimimde tek aracımdı. Diğer insanların zihinlerine ulaşabilmemin ve kendimi anlaşılır ve anlamlı kılmamın tek yoluydu. Geri kalanım işe yaramaz ve değersizdi. Sol ayağım, bütün vücudumun çalışan tek yeriydi. Onsuz yitik, sessiz ve güçsüz kalırdım..
- Asla diğer insanlar gibi olamayacaksam, en azından kendim gibi olacağım ve kendim gibi olmak için elimden geleni yapacağım...
- ..... dahi olmana gerek yok. Dene YETER!!!
- Yalnızdım. Kendi dünyama hapsolmuştum, diğerleri ile iletişim kuramıyordum;varlığımı onların varlığından ayıran , beni onların hayatları ve faaliyetleri dışında tutan camdan bir duvar vardı sanki.
- Ben fazlasıyla insandım. içimde fazlasıyla insani özellikler vardı ve Efendi'nin takdirini kayıtsız şartsız kabul eden bir hizmetkar değildi bu. Öbür dünyayı düşünmeden önce bu dünyayı görmek ve anlamak istiyordum. (sf.107)
- ...Günün karmaşasından ve yoğunluğundan kurtulduğumuzda, bilinçli bir çaba veya zihinsel irade göstermeksizin pişmanlıklar ve mutluluklarla dolu hayallere dalarız... Unutulmuş geçmişin bütün mutlu veya üzüntülü görüntüleri iç gözümüzde toplanır. Eskiden yaşanmış deneyimleri ve hazları tekrar yaşarız. Ufak tefek kibirlerimizi veya oyunlarımızı hatırlarız... Kendimize şunu açıklarız: ''Ben bu değilim! Ben hiç bu kadar umarsız olmadım, kesinlikle!''.. Yine de geçmiş yalan söylemez; geçmiş değiştirilemez... Öyle olmasaydı! Kutsal ruhların varlığının ne anlamı kalırdı o zaman!...''
- Hikaye yazmak için bilinmesi gereken iki temel kural vardır; birincisi, anlatacak bir hikayenin olması ve ikincisi okuyan kişinin bunu yaşadığını hissetmesini sağlamak.