- Elinizde basit bir seçenek var. Reddederseniz, bir daha hiçbir bina yapamayacaksınız. Kabul ederseniz, o kadar istediğiniz bu evi yapacaksınız, daha sonra da hiç hoşunuz gitmeyen bir sürü bina yapacaksınız.
- Kendimi hafif hissediyorum. Otuz yıl daha hafif. Otuz yıl önceki halime dönmek istiyorum demedim. Kimse istemez. Bu duygunun anlamı, el sürülmemiş durumda geriye taşınabilmek gibi. Şimdiki halimle, en başa.
- O duygunun genelde anlamı, biriyle karşılaştın demektir. Çoğu zaman da bir kadın.
- Kendini yatağın üzerinde, Roark?un kolları araında, Wynand?ın gözü önünde yatıyormuş gibi hissetti. O bile bunun kadar korkunç bir ihanet sayılmazdı. Bu çizim Roark?un vücudundan daha kişisel bir şeydi. Gail Wynand?dan gelen eş düzey bir güce cevap olarak yaratılmıştı. Ama birden bire, öyle bir şeyin zaten kaçınılmaz olduğunu anladı.
- Beğendiğin, hayranlık duyduğun bir şeyin karşısında hissettiğin şey; yani tek kelimeyle, ?Evet? deyişin. Bu onaylama, bu kabullenme, işte o ?Evet? bir tek şeye cevap olmakla kalmıyor, hayata bir ?Amin? niteliği kazanıyor. O şeyi barındıran dünyaya, onu yaratan düşünceye, görebildiğin için de kendine. Ama ?evet? ya da ?hayır? diyebilme yeteneği zaten bütün sahipliklerin ruhudur. Kendi egonun sahibi oluşun da bundan gelir. Ruhunun, diyelim istersen. Ruhun bir tek temel işlevi vardır, o da bu değerlendirme işidir. ?Evet? ya da ?hayır?, ?istiyorum? ya da ?istemiyorum?. İnsan ?ben? diyemeden ?istiyorum? diyemez. Ortada onaylayan insan yoksa, onaylama da olmaz. Bu açıdan baktığında, ?sevgini verdiğin her şey senindir?.
- Dünya tümüyle su altındaymış, o su da hareketsizmiş gibi bir tiksinti. Lağımlardan taşan, her şeyi kemirip çürüten, gökyüzünü bile, benim beynimi bile çürüten bir su. Öyle zamanlarda, diye düşünürdüm. Asla bilemeyecek. Temiz o. Salt anlamda temiz. Çünkü dünyanın çirkinliğini anlamıyor. O ufacık beynin içindeki bilinç düzeyini hayal etmek, onu paylaşmaya çalışmak, o temizliğe ve özgürlüğe ulaşmaya çalışmak ne kadar rahatlatıcıydı, anlatamam.
- Hayatında yaptığın her şey, insanoğlunun vurgulayıp durduğu ideallere aykırıdır. Seni neden seçtim sanıyorsun? Neden seni bulunduğun yere getirdim? Meydanı değiştirilemeyecek kimselerden kurtarmak için.
- Ulu Tanrım, diye düşündü beklerken, ne olur, kabul etmesin beni. Reddetsin. Sevgili Tanrım, reddederse ondan ömrümün sonuna kadar nefret etmeye hakkım olur. Kabul etmesin beni.
- Ben bir asalak sayılırım. Bütün ömrümce asalak oldum. Stanton?da en iyi projelerimi hep sen çizdin. Ömrümde yaptığım ilk evi, sen çizdin. Cosmo-Slotnick Binası?nı sen çizdin. Ben hep senden beslendim, biz doğmadan önce gelip geçmiş, senin gibi adamlardan beslendim. Parthenon?u, Gotik katedralleri, ilk gökdelenleri yapan adamlardan. Onlar olmasaydı, ben taş üstüne taş koymasını bilmezdim. Benden önce yapılanlara, ömrüm boyunca bir tek yeni kapı tokmağı eklemiş değilim. Benim olmayanı aldım, karşılığında hiçbir şey vermedim. Verecek bir şeyim yoktu.
- Ben bir asalak sayılırım. Bütün ömrümce asalak oldum. Stanton?da en iyi projelerimi hep sen çizdin. Ömrümde yaptığım ilk evi, sen çizdin. Cosmo-Slotnick Binası?nı sen çizdin. Ben hep senden beslendim, biz doğmadan önce gelip geçmiş, senin gibi adamlardan beslendim. Parthenon?u, Gotik katedralleri, ilk gökdelenleri yapan adamlardan. Onlar olmasaydı, ben taş üstüne taş koymasını bilmezdim. Benden önce yapılanlara, ömrüm boyunca bir tek yeni kapı tokmağı eklemiş değilim. Benim olmayanı aldım, karşılığında hiçbir şey vermedim. Verecek bir şeyim yoktu.