- Dünya bizler kurtarma ve bize iyilik etme aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları yürekleri iyilikle dolup taşan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı. Hitler Almanları; Stalin, işçileri; Mao, köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan, kurtarıcıların şefkat dolu ellerinde can verdi. Onlar hep biz dediler, hiçbir zaman ben deyip kendilerini düşünmediler. Ama bilim, zenginlik, hayatı kolaylaştıran, yaşanır kılan her türlü buluş ve bilgi kendi çıkarları için çalışan işini iyi yapan bencillerin eseriydi. Olar hiçbir zaman biz olmadılar. Sadece işlerini iyi yapmaya çalıştılar ve bizlere rağmen başardılar.
- Çok para veriyorlar. Tabi onların istediği gibi kullanırsan, kabul et Roark. Ödün ver. Şimdi ver, çünkü zaten sonunda vermek zoruna kalacaksın. Ama o zaman keşke yaşamamış olsaydım diyeceğin şeyleri yaşamış olacaksın.
- Dünyadaki bunca insan arasında, yanına gelmek için son seçeneğin adam bendim. Seni burada tutarsam suç işlemiş olacağım. Biri seni bana karşı uyarmalıydı. Sana hiçbir yardımım dokunamaz. Cesaretini kırmam bir kere. Kafana sağduyu sokmaya çalışmam. Tam tersine, teşvik ederim seni. Şimdi gittiğin yola doğru sürerim. Şimdi olduğun gibi kalmana yol açarım, üstelik daha da beter hale getiririm seni. Anlıyor musun? Bir ay daha geçti mi, gitmene de izin vermez olacağım. Onun için benimle hiç tartışma, hemen git. Gidebilirken git.
- Müşterilerine ne verse kabul ediyorlardı, yeter ki ön cephesi görkemli, kapı girişi heybetli, salonu da konukları şaşırtacak kadar şatafatlı olsun. Herkes memnundu o zaman. Keating?in tek derdi müşterileri etkilemek, müşterilerin tek derdi, konuklarını etkilemekti. Konukların da zaten umurunda değildi.
- Bunları söylemekten bir çıkarın olacağını biliyorum. Hatta daha fazlasını da biliyorum. Benim başarılı olmamı hiç istemediğini yani. Ziyanı yok, sana sitem ediyor değilim. Bunu her zaman biliyordum. Sen bu sunduğun şeylere ulaşmamı istemiyorsun aslında. Ama yine de, beni o yöne doğru içtenlikle itiyorsun. Öğütlerini tutarsam, bütün bunlara ulaşacağımı da biliyorsun. Bunu yapmanın nedeni, bana duyduğun sevgiden değil. Öyle olsan bu kadar kızmazdın, bu kadar korkmazdın. Peter, benim neyim rahatsız ediyor bu kadar seni?
- Bu yapının neden klasik bir cephesi olamayacağını anlattı. Dürüst bir insanın tıpkı dürüst bir insan gibi, tek parça ve tek inanç sahibi olması gerektiğini, o tekniğin onun hayat kaynağı olduğunu, var olan her nesne veya yaratık için aynı şeyin geçerli olduğunu, ufacık bir parça o fikre ihanet ettiği zaman, yaratığın ölmüş sayılacağını anlattı. Dünyada soylu, yüksek ve iyi sayılan her şeyin, mutlaka tutarlılığa sahip olması gerektiğini anlattı.
- Reddettiği seçkin erkekleri geçirdi aklından. Sonra taşocağındaki işçiyi düşündü. Beğendiği, hayranlık duyduğu bir erkek yerine, nefret ettiği bir erkeğin kendisini kırıp çökertmesini düşündü. Başı kolunun üzerine düştü. Bu düşüncenin verdiği zevk onu güçten kesmişti. Bu insanlar şu anda onun kafasından geçen düşünceleri bilseler, ne yaparlardı? Bu aklına gelince, içini hain bir zevk doldurdu. Taşocağındaki adamı düşündüğünü, onun vücudunu çok keskin bir yakınlık duygusu içinde düşündüğünü, ona karşı insanın ancak kendi vücuduna hissettiği yakınlığı hissettiğini bilseler!
- ?Senden nefret ettiğimi biliyorsun. Senin ne olduğundan, benim seni isteyişimden, istemek zorunda kalışımdan nefret ediyorum. Seninle savaşacağım ve seni mahvedeceğim. Bunu da sana, yalvaran bir hayvan olduğumu söylemiş gibi, sakin, sakin söylüyorum. Mahvolmaman için dua edeceğim. Attığın her adımı tıkamak için savaşacağım. İstediğin her fırsatı elinden almaya çalışacağım. Seni incitebilecek tek şeyi kullanarak inciteceğim seni. İşini. Aç kalman için savaşacağım. Bu gün incittim seni yine yapacağım. Ne zaman seni yenersem, sana geleceğim. Seni incittiğimi anladığım zaman, bana sahip olmanı sağlayacağım. Seven birinin değil, bir hasmın sana sahip olmasını istiyorum. Kazandığım zaferi bunun mahvetmesini istiyorum. Şerefli yumruklarla değil, vücudunun bana değmesiyle. Senden istediğim bu, Roark. Ben buyum çünkü.
- Titriyordu. Yumruklarını gözlerine bastırdı. Öfkeydi bu. Her şeyi silip bembeyaz eden, saf ve katıksız, tek bir duyguydu. Her şeyi. Ama o öfkenin altındaki korkuyu değil. Korku. Çünkü artık taşocağına gidemeyeceğini biliyordu. Oysa gideceğini de biliyordu. ?Seninle yatmak istiyorum. Şimdi, bu gece ve beni çağırmak isteyeceğin her hangi bir zamanda. Çıplak vücudunu istiyorum, tenini, ağzını, ellerini istiyorum. Seni istiyorum. Böyle isterik arzularla değil, soğuk ve bilinçli olarak. Gururdan ve pişmanlıklardan yoksun olarak. Seni istiyorum. Seni istiyorum. Bir hayvan gibi istiyorum seni.
- Aptallıktan yapılan kötülüğü anlarım. ?Cehaletten yapılan kötülüğü de anlarım. Ama bilerek yapılan kötülüğü anlayamam.?