Jack Kerouac
- Doğum:
- Jean-Louis "Jack" Kerouac (12 Mart 1922 - 21 Ekim 1969) Kanadalı-ABD'li romancı ve şairdir. Yakın arkadaşları Allen Ginsberg ve William S. Burroughs ile birlikte Beat Kuşağı akımının kurucusu ve Yolda (On The Road) adlı romanıyla bu akımın simgesi olarak kabul edilir.
-Yaşamı-
Çocukluğu ve Gençliği;
Kerouac, 1922'de Low... (devamı)
- "kimseye kendi kafa karışıklığımdan başka vaat edebileceğim bir şeyim yoktu."
- Kötü bir niyetim yok. Sadece başka bir dünyaya gitmek istiyorum ben.
- Annem bir seferinde demişti ki, erkekler kadınların dizlerine kapanıp af dilemedikçe bu dünyaya huzur gelmez.
- Ben de çok özgür kaldım, çok dolaştım, çok açıldım.
Zihnimin içine çöreklenmiş o eski dünyayı yerinden söküp attım.
Galiba hep mutluluğu aradım ama mutluluğun yolu, mutluluğun harika, garip bir düş olduğunu anlamaktan geçiyor.
Zaman ise tozun bile demirden olduğu katranlı bir çukur sadece. - Mutluluk ve zevkten kendilerinden geçmişçesine dans ediyorlardı sokaklarda, bense ilgimi çeken insanlar söz konusu olduğunda hep yaptığım gibi peşlerinden sürükleniyordum, çünkü benim için yalnız çılgın insanlar önemlidir, yaşamak için çıldıranlar, konuşmak için çıldıranlar, kurtarılmak için çıldıranlar, aynı anda her şeyi birden arzulayanlar, hiç esnemeyen, beylik laflar etmeyen, yıldızların arasında örümcekler çizerek patlayan ve en ortalarındaki mavi ışığı görenlere, "vay canına!" dedirten o muhteşem sarı patlayıcılar gibi yanan, yanan, yanan insanlar.
- Kutsal,kutsal,kutsal,kutsal..Hipodrom kutsal mı? At kutsal mı? Sen kutsal mısın papaz? Ben kutsal mıyım ha? Cehennem kutsal mı?
- Kutsal,kutsal,kutsal,kutsal..Hipodrom kutsal mı? At kutsal mı? Sen kutsal mısın papaz? Ben kutsal mıyım ha? Cehennem kutsal mı?
- Güneş kızıla bürünürken uyandım; ve bu, hayatımdaki belirgin vakitlerden biriydi, kim olduğumu bilemediğim tuhaf bir andı... Yuvamdan çok uzakta, yolculuktan usanmış ve bitkin bir halde, hiç görmediğim ucuz bir otel odasındaydım; dışarıdaki buharın tıslamasını, otelin eski ahşabının gıcırtısını, üst kattaki adımları ve bütün o mahzun sesleri işitirken çatlaklarla dolu yüksek tavana baktım ve yaklaşık on beş olağan dışı saniye boyunca kim olduğumu gerçekten bilmiyordum. Korkmamıştım, sadece başka biriydim, bir yabancıydım ve bütün yaşamım geçmişten bana uzanan ellerle dolu bir yaşamdı: bir hayaletin yaşamı...
- Otogarların zemini ülkenin her yerinde aynı; izmarit, tükürük ve sadece otogarların sahip olduğu bir hüzünle kaplı.
- Eriyen şeylerden bir okyanustu halimiz boğulmaktı, içinde yüzebilirdim; bütün o zenginlikten korktum ve bakışlarımı çevirdim.