- Herkes kendisinden esirgenen şeyler hakkında saplantılıdır. Neden mahrum olduysa, neyin yoksulluğunu/yoksunluğunu çektiyse, muhtemelen o şeyle ilişkisi sapkınca değilse bile saplantılı bir biçim kazanacaktır. Mecburen değil ama, muhtemelen. (s.112)
- Yaşamında yeni bir sayfa açmayı beceremeyenlerin en büyük hatası budur işte! Geçmişlerinden ötürü bütün hayatlarını mahvetmeye çalışanların, nasıl tevbe edeceklerini bilmeyenlerin? İşlenen günahların ceremesini bütün hayata ödetmek! (s.118)
- Tanrının adaletinden kuşkulanmanın adıdır hased.(s.50)
- Bil ki ey talib, âşıkın hâlinde gaflet olmaz! Başka bir deyişle, âşık aslâ gafil olmaz! Aşk vadisinde yapılmış ve yapılacak olan en küçük hatanın hükmü daha baştan bellidir: ihanet! Sadakatin zıddı yani. Aşık hata yaparsa, yani gözlerini kapar ve bir anlığına bile uyursa, aşka ihanet etmiş olur. Yani hesap ederse, yani akleder ve düşünürse... Akıldan yardım almaksızın hiçbir hain ihanet edemez! Aşık ise akıldan özgür olandır; aklı terketmiş bulunandır. Hesap kitap nedir bilmez o! Bilmeye başladığı an, aşk libasından soyunmaya başlamış demektir. Aşıklar aldanırlar belki ama asla aldatmayı beceremezler.
- Peçesini kaldırmak için elimi yüzüne uzattığım sevgili, elimi itmeyecek de, aksine peçesini açmama izin verecek ve fakat ben onun cemalini görmekten ötürü pişman olacağım, işte bu şık, bizim defterimizde yazılı değildi. Bir kere söz vermiştik kendi kendimize: narına da nuruna da razı olacaktık, cemaline değil sadece, hayaline bile kavuşsak, çabalarımız boşa gitmiş sayılmayacaktı.
- Her kapının kilidini açacağına, bütün karanlıkları ışığıyla aydınlatacağına, beni- elime geçirdiğim takdirde- yalanlardan, aldatmalardan, koruyacağına inandığım ilmin kendisi bile en nihayet bir perdeyse, önümdeki onca perdeyi aralayacak olan başka ne vardı elimde? Sadece bir hiç, hem de koskocaman bir HİÇ. Güya yüksek hakikatleri ağızdan düşürmemek, büyük meseleler hakkında gürültülü laflarla atıp tutmak, insanın kendisine sahte payeler vermesine neden olur çoğu kez. Okur-yazar taifesinde ziyadesiyle tesadüf edilen gaflet ve hamakat alametlerinin başında da bu tür bir kibir hali gelir sanırım. Ne kibir değil mi, elde HİÇle kapı kapı dolaşmak?
- Bile isteye yaşama yenilmeden yaşamın kendisini yenemeyiz. Yaşam düşkünlüğü yaşamı ıskalamanın ta kendisidir çünkü.
- Bir şeyi gece gündüz düşünmek, uyurken yada uykuda bile hep onu düşünmek; yani ondan dolayı, sırf onun için en nihayet başka hiçbir şey düşünmeyecek hale gelmek ve sadece ama sadece onu düşünmek...her şeyden kesilmek...başka hiçbir şeye yönelmemek... onu, evet her daim onu düşünmek...şaşırmak değil, tam anlamıyla şaşakalmak... Aşk mı sevda mı?
- Bakışı sabit kılmak, bir tek noktaya odaklanmak, yani hayatta odaklanabilecek nitelikte bir tek nokta bulabilmek sanıldığı gibi herkesin harcı değildir; kişinin mizacında aşıklık istidadı da olmalı.
- Sıradan insanların şaşkınlığı da sıradandır; hem de geçici olduğu ölçüde sıradan...