- Bir şeyi mesele edinen kişi, o şeyi soru konusu kılmış demektir. Bir şeyi soru konusu kılmak ise o şey hakkında cevap talep etmektir. Sorusu olan, cevap talep eden kişi, sorusunun cevabını arayan, cevabı aranmaya değer bir sorusu olan, kısacası cevabını bulmak için yola düşen kişidir. Soru sormak ya da cevap istemek aramak ise şayet, o halde soran da arayandır. Hâsılı, bir şeyi mesele edinen kişi her ne ise o şeyin cevabını veya çözümünü aradığı için, ne tuhaftır ki böyle yapmakla sadece bir şeyi kendisine mesele etmiş olmakla kalmaz, başkalarına mesele çıkarmış da olur.
- Düşünce, bâtıldan hakka gitmek, cüzîde mutlak olan küllü görmektir. Buna dâir kitaplar meydana getiren hakimler, düşünceyi tarif ederken şöyle demişlerdir: Gönülde bir tasavvur meydana geldi mi önce ona hatırlayış adı verilir. Düşünceye daldın da bu dereceyi aştın mı düşüncen örfte ibret adını alır. Akıllıca düşünce, bir işi etraflıca düşünüp başarmaya yarayan tasavvurdur. Bilinen şeyler hatırlanır da zihinde bir tertibe tutulursa, anlaşılmayan, anlaşılması istenen şey bilinir, anlaşılır. Kıyas'ta mukaddem, babaya benzer, tâli anaya. Netice de çocuk gibidir kardeş! Fakat bir hükme varmak için yapılan bu tertib, Mantık bilmeye bağlıdır. Ama bir de şu var ki Tanrı yardımı olmadıkça yapılan tertib ve varılan hüküm, ancak taklide uymadır; taklidin ta kendisidir. Bu, uzak ve uzun bir yoldur.
- Düşünce, düşülünce, yani kişi düşünmenin yurdundan ayrılıp sözcüklerin içine düşünce, faide ve istifade için ifadenin aracılığına başvurmak zaruretini hissedince, bir bakıma yola düşünce, yola çıkınca, kendi öz makamından daha aşağılara düşünce düşlenir.
- Kıssadan hisse, hepimizin unuttuğu birşeyler vardır bunca vaveyla içinde. Unuttuğumuz aslında kendimizdir, kendimizi unuturuz bu acımasız hayatın vaveylası içinde. Dışdünyadaki gaileleri bahane ederek aslında hep kendimizden kaçarız ve ceza olarak da sonunda kendimizi kaybederiz. Bütün mücadelemiz kendimizi aramaktır, kendimizi aramakladır. Kendini bulanlar, kendini bilenler, kendine kavuşanlar ne yazık ki azınlıktadır.
- Sevda sahipleri için engellerin ne önemi var, yola devam etmeli, hedefime varamazsam da bari bir karınca gibi yolda ölmeyi göze almalıydım.
- Şâir, işte aynen böyle söylüyor: ben olmaktan başka deneyebileceğim bir şey yok kendi mezarımdan başka, hangi mezar kabullenir ki beni Oysa biz, kendimiz olmaktan gayrı denemedik bir şey bıraktık mı geride? Bu toprakların çocukları, kendileri dışında her şey olmayı denemediler mi? Başkalanna özenmediler mi, taklid edip onları öykünüp durmadılar mı yıllarca?
- Yalnızlık kişinin kendisiyle buluşması... kendisiyle tanışması... kendisini tanıması... Demem o ki yalnızlık kişinin sürülere karşı kendisini koruması, onlardan kaçması değil, bilakis sürülerin içine atılmışken, tam da sürülerin içinde iken kendini farketmesi...
- "...Aşk vücudu baki kılmak için çırpınanların değil, vücudu fani kılmak için çabalayanların mesleği..."
- Üzerine düşünülmemiş düşünceler vardır. Tehlikeli düşünceler.Tehlikeli yani helak edici düşünceler...
- Bugünü yani şimdiyi yani anı unutmak aslında ne acı verici şey değil mi..? Elde olmayan bir gelecek adına eldeki biricik şeyi terk etmek.. Sahip olduğumuz en kıymetli şey karşılığında yani zaman mukabil ne kadar değersiz meta varsa onları almaya çalışmak...