- O halde ey talib, yüzünde göz izi kalmasından (utanmaktan) utanma, başkalarının yüzünde iz bırakmaktan (utanmamaktan) utan!
- Cesaret kavramına sahip olmayan cesur kimseler olabileceği gibi, cesaretin kavramına sahip korkaklar da olabilir.
- ''Vicdan azabının tanımını bilmenin ne yararı var sana, şayet içinde duymuyorsan sen onu?'' demiş bir Alman yazarı. O halde yüzsüzlerin utanıp utanmadıklarını nasıl anlayacağız? Anlayamayız! Yüzlerinde arayıp bulabileceğimiz bir göz izinden mahrum oldukları için anlayamayız. Açıldı defter-i ehl-i melamet, kayd olan gelsün Çekenler nam kaydın gelmesün, lakayd olan gelsün Sözün özü bu: Nam kaydın çekenlerde göz izi kalmaz!
- Gönül ehli birbirini bilir, tanır. Sayıları çok azdır çünkü.
- Bilenler bilir, aklın birincil yasası şudur: Bir şey ya vardır ya yoktur!
- İsteseydin eğer isteğinin şiddetinden istemenin muhabbetinden yer yarılır, gök parçalanır, ma'dum mevcuda, adem vücuda inkilab ederdi. İsteseydin eğer günahların yok olurdu.
- Fakirliğiyle övünen Efendimizin adını ağızlarından düşürmüyorlar belki ama fakirlikten, hatta ''fakir illallah'' (Hakka muhtaç) hale düşmekten korktukları kadar hiçbir şeyden korkmuyorlar. Korktukları onları rıza lokmasını ağızlarına almaktan menettiği için dilsiz kalıyorlar, gönlün hakkını vermiyorlar, hakka hakikate ve dahi ''kendilerine'' muhtaç(fakir) olacaklarına hiç inanmıyorlar.
- İnsan, ancak kendisine emek verdikçe, kendisine özendikçe insanlaşır, insanlaşabilir.
- "Bana dikkatinin neye çekildiğini söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim."
- Hz. İnsan ifadesini, insanlık mertebesine karşılık olmak üzere değil, bilakis bu mertebenin hakkını vermiş olan örnek kişi anlamında kullandığımı söyleyebilirim.