- Çocukların yaraları çabuk kabuk bağlar .
- "...Öbür çocuklar gibi ol. İstersen söv, yalnızca beynini karışık şeylerle doldurmaktan vazgeç. Yoksa, bir daha seninle gezmeye çıkmam." Keyfim kaçmıştı, bir daha da canım konuşmak istemedi. Şarkı söylemek de istemiyordum. İçimde şarkı söyleyen kuş havalanmıştı.
- "Bana söz vereceksin, senden bir şey isteyeceğim. Çünkü eşsiz bir yüreğin var Zezé." "Söz veriyorum, ama aldatmak da istemem. Eşsiz bir yüreğim yok. Evdeki durumumu bilmediğinizden böyle konuşuyorsunuz." "Hiç önemli değil. Bana göre sende eşsiz bir yürek var. Bundan sonra çiçek getirmeni istemiyorum. Sana özellikle çiçek verirlerse başka. Söz mü?" "Söz. Ama bardak ne olacak? Hep boş mu kalacak?" "Bu bardak bir daha boş kalmayacak. Ona baktığımda, içinde hep yeryüzünün en güzel çiçeğini göreceğim ve 'bu çiçeği bana en iyi öğrencim verdi' diye düşüneceğim. Tamam mı?"
- "Büyükler bir takım masallar anlatıyorlar ve çocukların her anlattıklarına inandıklarını düşünüyorlar."
- ...bana, sevincin 'yürekte ışıldayan bir güneş' olduğunu söylemiş, güneşin her şeyi mutlulukla aydınlattığını belirtmişti. Bu doğruysa, benim iç güneşim de şimdi her şeyi güzelleştiriyordu...
- Onu yüreğimde öldüreceğim, artık sevmeyerek... Ve bir gün büsbütün ölecek.
- Elimde olmadan, gözlerim yaşlarla dolmuştu. "Bazen benim de hayal kurabileceğimi kabul etmelisin." "Ama hayalinde bana yer vermedin."
- "Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse sen bir de ötekini düşün." Nutkum tutulmuştu. "Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek." "Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."
- sözcükler sanki göğsümden sınırsız bir umutsuzlukla çıkıp patlıyordu.
- "hayır yapma bunu !" diye bağırdım. Sen bir kralsın . Babam,kral adı olduğu için sana Luis adını verdigini söyledi .Bir kral da sokakta ,herkesin önünde ağlayamaz,biliyor musun."