- ''Nen var Zeze?? ?Hiç. Şarkı söylüyordum.? ?Şarkı mı söylüyordun?? ?Evet.? ?Öyleyse ben sağır olmalıyım.? İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa? Bir şey demedim. Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
- "Tanrı'nın güneşi bu denli güzelse sen bir de ötekini düşün." Nutkum tutulmuştu. "Hangi öteki güneşi, Adam? Çok büyük olan bunu tanıyorum bir tek." "Daha da büyük olan bir başkasından söz etmek istiyorum. Yüreğimizde doğan güneşten. Umutlarımızın güneşinden. Düşlerimizi de uyandırmak için göğsümüzde uyandırdığımız güneşten."
- Bazıları için ölmek kolaydı. Uğursuz bir trenin gelmesi yetiyordu, tamamdı bu iş. Ama benim için göklere uçmak ne kadar güçtü. Herkes engel olmak için bacaklarımı tutuyordu.
- "Günün birinde acıyı keşfeden küçük bir çocuğun öyküsü. "
- "Böyle söylerken yüzümüze bakıyor ama bu gece aramızda çocuk olmadığını biliyordu. Hepimiz büyüktük. Küçük küçük parçalarla, aynı üzüntüden payını alan büyük ve üzgün kişiler. "
- "Gırtlağıma bir şey düğümlenmişti, yediklerim boğazımdan geçmek bilmiyordu... Uyuyalım. İnsan uyudu mu her şeyi unutur."
- "Ağlamak kötü bir şey mi?" "Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?" "Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım. Sanki yüreğim boş bir kafes..."
- "Çocuk yüreği unutur ama affetmez."
- ''Nen var Zeze?'' ''Hiç. Şarkı söylüyordum.'' ''Şarkı mı söylüyordun?'' ''Evet.'' ''Öyleyse ben sağır olmalıyım.'' İnsanın içinden de şarkı söyleyebildiğini bilmiyor muydu yoksa?Bir şey demedim.Bilmiyorsa bunu ona öğretmeyecektim.
- Acı, insanın yüreğini paralayan ve sırrını kimseye anlatmadan birlikte ölmesi gereken şeydi. Kollarda, başta en ufak güç bırakmayan, yastıkta kafayı bir yandan öbürüne çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.