- Bu arada jiletler de uçurtmaların iplerini keser ve bir uçurtma, dengesiz kuyruğunu ipine sararak döne döne yere inerdi. Güzeldi bütün bunlar. Yeryüzü sokak çocuklarınındı; Bangu'nun bütün sokaklarındaki çocukların! Sonra elektrik tellerine takılı bir ölü kalırdı geriye. Ve koşturdu hemen Elektrik İdaresi'nin kamyonu. Öfkeli adamlar, tellerin canına okuyan ölü uçurtmaları çıkarmaya gelirlerdi. Rüzgar... rüzgar...
- Öyle üzgündüm ki,
o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki,
o an ölmeyi istedim. - Herkes her zaman haklı. Bense, hiçbir zaman.
- Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.
- "Potuga!"
"Hımm.."
"Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve gün ışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum." - "Ağlamak kötü bir şey mi?"
"Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?"
"Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım.'' - Onu kalbimde öldüreceğim; artık onu sevmeyerek...
- İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin.
- Hayata uzaktan bakarak, ilgisizliğimde yitip gitmiş gibiydim.
- Kornasının çok güzel bir sesi vardı: Kırdaki inekler gibi böğürüyordu. :)))