Bu arada jiletler de uçurtmaların iplerini keser ve bir uçurtma, dengesiz kuyruğunu ipine sararak döne döne yere inerdi. Güzeldi bütün bunlar. Yeryüzü sokak çocuklarınındı; Bangu'nun bütün sokaklarındaki çocukların! Sonra elektrik tellerine takılı bir ölü kalırdı geriye. Ve koşturdu hemen Elektrik İdaresi'nin kamyonu. Öfkeli adamlar, tellerin canına okuyan ölü uçurtmaları çıkarmaya gelirlerdi. Rüzgar... rüzgar...
Öyle üzgündüm ki,
o kadar büyük bir hayal kırıklığına uğramıştım ki,
o an ölmeyi istedim.
Herkes her zaman haklı. Bense, hiçbir zaman.
Kimseden hiçbir şey beklemiyorum. Böylece hayal kırıklığına da uğramamış oluyorum.
"Potuga!"
"Hımm.."
"Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?"
"Neden?"
"Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve gün ışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu hissediyorum."
"Ağlamak kötü bir şey mi?"
"Ağlamak hiçbir zaman kötü değildir, budala. Neden sordun?"
"Bilmiyorum. Bir türlü alışamadım.''
Onu kalbimde öldüreceğim; artık onu sevmeyerek...
İnsan yüreğinin, bütün sevdiklerini içine alabilmesi için çok büyük olması gerektiğini bilmelisin.
Hayata uzaktan bakarak, ilgisizliğimde yitip gitmiş gibiydim.
Kornasının çok güzel bir sesi vardı: Kırdaki inekler gibi böğürüyordu. :)))
Engin Geçtan
Vladimir Bartol
Orhan Duru
Marquis de Sade
Küçük İskender (Derman İskender Över)
Jeaniene Frost
İpek Ongun
Romain Gary (Emile Ajar)
Kemal Sayar
Doğan Yurdakul