- Sevmek,sevdiği için korumak,sığınmak,sığındığı için teselli olmak,hoşnutluğu aramak ve bu yüzden hoşnutları aramak insanlara çok yakışan tutumlardır.İnsan kendine yaraşan bu tutumları şiir okuyarak pekiştirebilir.
- Şiir başkaldıranların,haksızlığa uğrayanların sesidir evet;çünkü şiir çoğunluğun kabullerindeki hapishaneyi,herkesin rahatlık duyduğu değerlerdeki işkence aletini görebilme ayrıcalığına sahip insanların yakınlık duydukları bir etkinliktir.Şiir okumak bu büyük hapishanedeki kardeşlerin birbirlerinden haberleri olmalarına,işkenceye birlikte direnmelerine yarar.
- Şiir başkaldıranların,haksızlığa uğrayanların sesidir evet;çünkü şiir çoğunluğun kabullerindeki hapishaneyi,herkesin rahatlık duyduğu değerlerdeki işkence aletini görebilme ayrıcalığına sahip insanların yakınlık duydukları bir etkinliktir.Şiir okumak bu büyük hapishanedeki kardeşlerin birbirlerinden haberleri olmalarına,işkenceye birlikte direnmelerine yarar.
- Bir tarafta iyi protein almış insanların başka iyi protein almış insanlarla olan mücadelesi sürerken, öteki tarafta proteinsiz olanlar hangi protein almış kuvvetin yanında yer alırlarsa daha çok protein alabileceklerini hesaplıyorlar.
- Bizler "bu deveyi gütmeyeceğiz ve bu diyardan gitmeyeceğiz" diye yola çıkmış değil miydik? Öyle idiyse şimdi "bu deveyi en iyi biz güderiz" havalarında böbürlenmek nereden çıktı?
- Demek ki Türkiye'de sözünü herkese dinleten bir taraf, bunun karşısında da sadece iktidarın sözünü dinleyen, ama kendi tarafının neresi olduğunu bilmeyen insan yığınları var. İşte bu yığınları laik ve antilaik, sünnî ve alevî, Türk ve Kürt ayrışmaları içine hapsetmek iktidarın işine geliyor. Ayrışmalar yoluyla her unsur kendi dışındakinin baskıya uğramasına ilgisiz kalıyorsa iktidar "birlik ve barış" sağlamış oluyor.
- Modern demokrasinin son tanımlarından biri de şu parlak ifadeyle dile getiriliyor: "Majority rules, minority rights" (Çoğunluk yönetir veya kuralları koyar, azınlık haklarını korur veya düzeltir). Bu da Türkiye'de durumun demokrasi bakımından nasıl tepetaklak olduğunu ifşa eden bir tanım.
- Körüm, o halde karanlık niye benden kaçıyor?
Sağırım, nasıl oluyor da uğultum uzaktan
beni çağırmaktadır?
Göklerin çökeltisinden başkaca soy
toprağın tortusundan gayrı hısım bilmeksizin
iniyorum k irli eteklerine
beni emziren kaltak şehrin
iniyorum ama indirilmedim
iniyorum çalıntı tahtımı terkederek
arada b ir çehremi dalgalandıran karaltı
vurulmuş arkadaşlarımdan yansıyor olsa gerek
iniyorum onlardan artakalan yükü indirmek için - Evet, ilmektir boynumdaki ama ben
Kimsenin kölesi değilim
tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya
tarantulaymış benim adım diyecek değilim
tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
kendime rabb bellemiyeceğim
razı değilim beni tanımayan tarihe
beni sinesine sarmayan
tabiattan rıza dilenmeyeceğim. - Bize ait olan ne kadar uzakta!