- Şairlerin sezgileri, Tanrının unutulmuş serüvenleridir.
- O, konuşurken sözcükleri aşırı sakin yerleştiriyor, sözcükleri üzerinde her zaman iktidar sahibi, sözcükler onu asla kovalamıyorlar, onunla asla alay etmiyorlar, hiçbir zaman gülünç düşürmüyorlar, - ben bu insana nasıl güveneyim?
- Bütün cümlelerin en korkuncu: Birinin ??zamanında?? öldüğünü söylemek.
- İnsanın nihayet sustuğunda kendisine kulak verilebilmesi için ne kadar çok şey söylemesi gerekiyor!
- Eğer insan daha iyi olsaydı, müziği gereksinmezdi. İnsanları müziğe bunca eğilimli kılan nedenlerden biri de onların kötülükleri. Müzik olmasaydı, kendilerine verebilecekleri hiçbir değer kalmazdı. Bir katil, doğru müziği dinleyebildiği takdirde kendini avutabilir. Müzik çalarken bütün yargılar ve değerlendirmeler farklıdır, daha yüksek düzeydedir, farklı içeriktedir, gerçekleşmiştir, insanın düşündüğü her şey daha az ya da daha çok anlamlıdır; özellikle de yeni bağlar olanaklıdır, ve böyle emareler doğrultusunda bu bağlar sanki sonsuzdur.
- Çürümekte olan toprağın üstünde kendilerinden emin olanlar, ve çürümenin ağır ağır bacaklarını sarması.
- Onlar olmadan yaşanamayan sözcükler, sevgi, adalet ve iyilik gibi. İnsan, bunlar tarafından yanıltılmasına izin verir, yanıldığını anlar ve onlara çok daha fazla inanır.
- Çok güzel gözlere dayanabilmek olanaksızdır, insan onlara hep bakmak zorunda kalır, içlerinde boğulur, kendini yitirir, artık yolunu bulamaz olur.
- İnsanın bir başka insan üzerinde artık herhangi bir iktidarının kalmadığını bilmek, mutluluk verebilir. İnsan daha önce ötekine ne kadar hükmetmişse, bu mutluluk duygusu o ölçüde büyür. Özgürlük eskiden beri bana göre bir iktidarı bırakma, ondan vazgeçme özgürlüğüdür.
- Gökyüzü, derinliklerinin görülmesini ister ve bunu şimşeklerle anımsatır.