- Ne var ki, nesneler bizi yendi. Nesneleri kitlesel, her gün daha kitlesel ürete ürete, kendimizi ancak nesne somutluğunda olanı ciddiye almaya alıştırdık. Artık yalnızca nesneleri görüyor ve duyuyoruz. Nesneleri duyumsayabiliyoruz. Yürekli insanların imgelemleri nesnelerle dolu. Her şey nesnelerin üretilmesine ve yok edilmesine göre yönlendirildi.
- ''Aşk'' söz konusu olduğunda bir kadın, her şeye inanır. Erkekler ise aynı saflığı savaşta kullanmak için bir yana koyarlar.
- En çok şey, en eksik insandan öğrenilir. İnsan, onda eksik olanı ona borçludur. O olmaksızın bu borç asla değerlendirilemez. Ama uğruna yaşanılan da işte bu borçtur.
- Bir Çinli, Cambridge'de bir odipus kompleksi çalıyor ve daha sonra onu Çin'e kaçak sokuyor.
- Keşke duyguların cehenneminde en azından bir düzen olsaydı: cezalar ve mekanlar en azından bilinebilseydi, bir şey bir şeyin yerini tutabilseydi, bir şeyin bir şeyin üstünde durabilseydi, gelgelelim duyguların cehenneminde her şey belirsiz, bu cehennemin sınırları yok, yolları ise yalnızca görünüşte yol, her şey her boyutuyla değişim sürecinde, fakat buna rağmen ortada kaos yok; birileriyle dolu olan, hep yenilerinin getirildiği, ama eskilerden kimsenin asla salıverilmediği bir cehennem.
- İnsanın sevdiği, güzel yüz değil, kendisinin harap etmiş olduğu yüzdür.
- Özgürlük, henüz seninle konuşma hakkına sahip bulunmayan her yeni yüzdür. Özgürlük, önünde olan ve seni tanımayan herkestir. Özgürlük, henüz daralmayan, içinde henüz boğulmadığın her çerçevedir. Başkalarının hesaplarına dahil olmadığın sürece özgür kalabilirsin. Sevilmediğin yerde özgür kalabilirsin. Özgürlükten yoksunluğun başlıca aracı, adındır. Onu bilmeyenin senin üzerinde gücü yoktur. Ne var ki onu pek çok kişi bilecek, bilenler giderek çoğalacak; onların birleşik güçleri karşısında kendini özgür tutmak, yaşamının neredeyse erişilmez hedefidir.
- Herkesin bir hayvana konuşma öğrettiği, ondan sonra onun yerine hayvanın konuştuğu, fakat o kişinin dilsizleştiği bir toplum
- Bütün düşünsel sistemler az sayıda birkaç sözcüğün yeniden doldurulmalarıyla hayat bulur; başka sözcüklerin içi bunların pahasına boşaltılmıştır.
- Kare biçimindeki masalar insana, sanki dört kişiyle birlikte bir ittifak içerisinde yalnız olmanın güvencesini aşılar