- İnan ki, hiçbir ölümlü insan, ağırlığınca kitap kadar etmez...
- Kişi, öteki insanlardan uzaklaştığı ölçüde hakikate yaklaşır. Günlük yaşam, yalanlardan kurulu yüzeysel bir düzendir
- İnsan her zaman kendisini kitleden ve onu oluşturanlardan korumasını bilmelidir.
- Körlük, zamanı ve mekanı alt etmeye yarayan bir silahtır; varlığımız tek dayanağını duyularımızla, gerek yapıları, gerekse kapsamları bakımından pek yetersiz olan duyularımızla kavradığımız birkaç kırıntının dışında, sonsuza dek uzanıp giden bir körlükte bulur. Evrende egemen ola kuram, körlüktür. Körlük, birbirlerini görmeleri halinde beraberlikleri düşünülemeyecek nesnelerin ve yaratıkların yan yana bulunabilmelerine olanak tanır.
- Gökyüzü, derinliklerinin görülmesini ister ve bunu şimşeklerle anımsatır.
- Gururun tehlikeleri: İnsan öylesine gururlanır ki, kendini artık kimseyle ölçmez. Artık korktuğu kimseye güvenmez. Yalnızca kendisine hayran olunan yerde güven duyar. Yaptıkları gittikçe azalır ve sonunda, gururluluğun tutumunu tehlikeye sokmamak için, hiçbir şey yapmaz olur.
- Aslında küçük erkek çocukları, değerli özel bir kitaplıkta büyümeliydiler. Salt ciddi kişilerle ilişkilerinin yer alacağı bir günlük yaşam, loş, sessiz, aklın egemenliğinde bir atmosfer, gerek zamanı, gerek mekanı en dikkatli biçimde düzenlemeyi öğretecek sürekli bir eğitim-bu nazik yaratıkların çocukluk yıllarını atlatabilmeleri için, böylesi bir ortamdan daha değerli bir yardımcı düşünülebilir miydi?
- İnsanın tüm doğal deliklerinin yaralar olması.
- İnsanın en güzel heykeli, onu sırtından atmış olan bir at heykeli olurdu.
- İnsan, en önemli olanı söylemeye cesaret etmezden önce, kırk ya da elli yıl boyunca iç dünyasında taşır. Sırf bu nedenden ötürü bile erken ölenlerle birlikte nelerin yitip gittiğini ölçebilmek olanaksızdır. Aslında herkes erken ölür...