- Sıkılır insan, çıkar eğlenir, kafasına eseni yapar dostları arar, buluşur çay içer, alır derdini içinden güzel cümleler kurar, kendi de bilmez bazen gündüzün tılsımlı, yapay halini mesken edinir ama ani bir şey olur ki, her güzel şeyin üstünü çizer gece olmuştur, yastığa kafasını koymuştu insan kaçınılmaz olanı fark etmiştir yalnızdır insan gerisi muamma... (S. 112)
- Kalbin patlamaya hazırken ve kendini bir intihar notu gibi bırakmak isterken sevenlerinin o tatlı tılsımına yeniliyorsun. Sakinleşmeyi, tutunmayı özüne kazıyorsun. Sonrasında yağmur gibi akıp gidiyorsun... Gök gürültülü, sağanak. Temiz bir sokak gibi kalıyor ruhun, ıslak, toprak kokulu. (S. 113)
- Ezildiği ve unutulduğu günden beri yüreklerini dışa kapatanlardafazla heyecana yer yoktur, ürkme vardır, tedirginlik vardır.
- Bazen uygun bir kelimeyi bulmak için aylarca bekleyebilirsin. Bazen ufak bir şans için tüm şanssızlıkları görebilirsin. Bazen mutlu olmak için tüm mutsuzlukların tadına bakabilirsin. Bazen iyi bir an için kötü anlara razı olabilirsin. Bazen bir kişi için yüzlercesine inanabilirsin.
- Ama tüm bunlara rağmen dinlemedi beni Murat. ''Siktir git lan!'' dedim. Gitti, etkili bir siktirdi.
- İçinizdeki kelebeğin ağıt yakarak gövdenizde dolaşması acının en trajik yöntemi, bir günlük acı, ama dünyaya bedel.
- Bir şeye çok baktığın zaman illa ki onu sevecek bir tarafını da görürsün, bir şeylerden gözünü ayırmadığında o şeyden kolay kolay nefret edemezsin. O şeyi küçük göremezsin, görmezden gelemezsin, o hep oradadır. Çünkü artık gözler kalp görevi görür. Kalbin gördüğünü yok saymak ölümcül bir hamledir.
- Güzel nimetleri mahvetti insan, kader deyip şimdi geçti köşesine.
- En sevdiğiniz ayakkabınız yırtılmıştır beklenmedik günde.
- Gerçek fazlaydı bu yaşama.