Şimdi sen söyle sevmeyenim. Sonsuza kadar seveceğine inandırıp da, inananın sonu olup hiç sevmemiş gibi gitmek için ne yapmak lazım.
Doğrun buydu, gitmen gerekiyordu. Çünkü sevmeyenin gitmekten başka çaresi yoktu. Benim kalmam gerekiyordu, doğrum buydu. Çünkü sevenin kalmaktan başka çaresi yoktu.
İki taraftan biri mutlaka aşık olmalı ki acı yalnız kalmasın.
Bir insanı sevmek evin ortasında ateş yakmaya benzer. Tıpkı bedeninde yüreğini tutuşturmak gibi. Eğer yürekli ise gelir söndürür, şayet yüreksiz ise seni bile içeride unutur.
...çünkü sevilmeyecek birini, hiç sevmeyi bilmeyen birini çok seviyordum.
Senin için zor değildi her şeyden vazgeçip gitmek oysa benim için de kolay değildi, her şeyden vazgeçip de gideni sevmek.
...onca şey beni mutlu etmeye yetiyordu, ta ki yokluğun aklıma gelmeseydi. Ve biliyor musun yokluğun hiç aklımdan gitmedi.
Peki ya senin, beni hatırlatacak bir şey çıkmıyor mu senin karşına? Ki ben ardından öyle çok yarım kalmışken, yarım kalan hiç mi gelmiyor aklına? Gelmiyorum değil mi?
Bana acı olduktan sonra, benden sonra kazandığın mutluluklar senin vicdanına nasıl pansuman olabilir ki?
Kimisi duracağı yeri bilmez, gider, kimisi kalsa bile haddini bilmez, biter...
Buket Uzuner
Doğan Cüceloğlu
Hannah Arendt
Ahmet Mithat Efendi
Adolf Hitler
Julian Barnes
Harlan Coben
Mehmet Eroğlu
Sevim Burak
Ece Temelkuran