Şimdi hatırına gelmek ve geldiğimde sende nasıl olduğumu bilmek istiyorum.
Anlayamadım. Nasıl bu kadar çok sevdiğimi anladım da, nasıl bu kadar çok seviyorum derken gittiğini anlayamadım.
Sevmeyenim! Öyle zor ki yaşanmış anıların üzerini bir ömürle kapatmaya çalışmak.
Gözlerimi hiç dinlendiremedim, seni unutmaya çalışmaktan. Yüzümdeki gülümsemeler silindi, gözlerimdeki yaşlardan. Tükendim, tükendikçe bir seni bitiremedim.
Şimdi sen söyle sevmeyenim. Sonsuza kadar seveceğine inandırıp da, inananın sonu olup hiç sevmemiş gibi gitmek için ne yapmak lazım.
Sen sandın ki aşk; yanağımdaki damlalar oysa yüreğimde göremediğin ne okyanuslar var.
Aşk katil ve suçlunun ayrı kişiler olması demektir. O, katildir; çünkü kendinde seni öldürmüştür. Sense suçlusundur. Onu kendinden bile çok sevmişsindir.
Doğrun buydu, gitmen gerekiyordu. Çünkü sevmeyenin gitmekten başka çaresi yoktu. Benim kalmam gerekiyordu, doğrum buydu. Çünkü sevenin kalmaktan başka çaresi yoktu.
İki taraftan biri mutlaka aşık olmalı ki acı yalnız kalmasın.
Bir insanı sevmek evin ortasında ateş yakmaya benzer. Tıpkı bedeninde yüreğini tutuşturmak gibi. Eğer yürekli ise gelir söndürür, şayet yüreksiz ise seni bile içeride unutur.
Ömer Seyfettin
A. Ali Ural
Martin Lings
Murat Belge
Nazım Hikmet Ran
John Green
John Berger
Jean Paul Sartre
Mustafa Ulusoy
Can Dündar