Sakın ola da Susma. Susmanın kadını erkeği yoktur. Susmak karşındakini yok saymaktır. Gerekirse günlerce bağır, çığlık çığlığa haklı olduğunu anlatmaya çalış, ben dinlerim.
Terk etmek mi? Hiç etmedim. Terk etmek, hiç etmekti, etmedim...
Çevremde beni anlayan insan sayısı da hiç iç açıcı değil. "Anlaşılmak" koca bir ihtiyaçmış meğer . Ama ben anlaşılmıyorum artık.
Aslında hata biraz da bende... Yanlış insanları doğru yapmak gibi bir huyum yüzünden doğru insan olmayı unuttum. Bugüne kadar sevildiğimi sanıyormuşum. Halbuki o sanmaların hepsi koca bir yanılmaymış, daha yeni yeni anlıyorum. "Güvenmiyorum" deyip işin içinden çıkabilsem, bugünlere gelmeyecektim belki de. Dedim ya; o yıllar yanlış insanları kendime ödül diye sunduğum için, şimdinin hesabını kendime soramıyorum..
Belki de yanlış bir insanı kalbine koydun ki aşkın en tehlikelisidir yanlış sevmek. Bir insanı yanlış seversen yalnız sevmek zorunda kalırsın.
Bir aşkın diğer aşktan pek de farkı yok. Sen kafanda bir senaryo yazıyorsun , karşındakinin de rolünü iyi oynamasını bekliyorsun. Sonra beklenmedik bir şey oluyor. O , ona verdiğin rolden sıyrılıp, yönetmen olmak istiyor. Yani anlayacağın film daha çekilmeye başlanmadan son perdesi iniyor.
Mutlu olmak sana yakışır, mutluluğun olmaksa bana...
Bana öyle bir sihir yap ki hiç dokunmadığın halde her yerimde parmak izlerin kalsın...
Bazen bir ışığı kapatmak, karanlığı aydınlatmaktır aslında...
Baktın olmadı; saat kaç olursa olsun ara, beraber unuturuz beni...
Jeaniene Frost
Simone de Beauvoir
Charles Darwin
Patrick Rothfuss
Eduardo Galeano
Sinan Akyüz
Haruki Murakami
F. Scott Fitzgerald
Ahmet Mithat Efendi
Alain de Botton