- Sakın ola da Susma. Susmanın kadını erkeği yoktur. Susmak karşındakini yok saymaktır. Gerekirse günlerce bağır, çığlık çığlığa haklı olduğunu anlatmaya çalış, ben dinlerim.
- Terk etmek mi? Hiç etmedim. Terk etmek, hiç etmekti, etmedim...
- Çevremde beni anlayan insan sayısı da hiç iç açıcı değil. "Anlaşılmak" koca bir ihtiyaçmış meğer . Ama ben anlaşılmıyorum artık.
- Aslında hata biraz da bende... Yanlış insanları doğru yapmak gibi bir huyum yüzünden doğru insan olmayı unuttum. Bugüne kadar sevildiğimi sanıyormuşum. Halbuki o sanmaların hepsi koca bir yanılmaymış, daha yeni yeni anlıyorum. "Güvenmiyorum" deyip işin içinden çıkabilsem, bugünlere gelmeyecektim belki de. Dedim ya; o yıllar yanlış insanları kendime ödül diye sunduğum için, şimdinin hesabını kendime soramıyorum..
- Belki de yanlış bir insanı kalbine koydun ki aşkın en tehlikelisidir yanlış sevmek. Bir insanı yanlış seversen yalnız sevmek zorunda kalırsın.
- Bir aşkın diğer aşktan pek de farkı yok. Sen kafanda bir senaryo yazıyorsun , karşındakinin de rolünü iyi oynamasını bekliyorsun. Sonra beklenmedik bir şey oluyor. O , ona verdiğin rolden sıyrılıp, yönetmen olmak istiyor. Yani anlayacağın film daha çekilmeye başlanmadan son perdesi iniyor.
- Mutlu olmak sana yakışır, mutluluğun olmaksa bana...
- Bana öyle bir sihir yap ki hiç dokunmadığın halde her yerimde parmak izlerin kalsın...
- Bazen bir ışığı kapatmak, karanlığı aydınlatmaktır aslında...
- Baktın olmadı; saat kaç olursa olsun ara, beraber unuturuz beni...