- Ayrılık, kulağıma acı bir haber ulaştırdı. "Tatlı uyku aşıklara haramdır" dedi. Aşktan yarım bir selama nail olan kişi için artık, uyku da, yeme içme de yoktur, ölmüştür. Sen bana bak da beni seyret! Aşk canımı gönlümü kendisine kul, köle edindi de beni binlerce hürriyete kavuşturdu. Aşk belden aşağı duygulara düşkün olanlar için bir gösterişten, şehvetten ibarettir. Ama ruhen temiz olan kişilerce aşk, kadîm ve pek büyük bir nurdur. Gönlüm yaralanınca gidip tövbe etmek ister. Sen, bana da, tövbe ettin ise kendine de gül! Hangi şeye, neye tövbe ediyorsun? Tövbe nerede? Aşk, ne de güzel bir günahtır ki, ona tövbe etmek kafirliktir. 0 öyle bir günahtır ki, ne arkasında kaçıp kurtulacak bir yol vardır, ne de önünde oturup dinlenecek bir durak vardır.
- Sensizliğe alışmak Her türlü teselli sözü bir ihanet geliyor kulağıma. Ne tuhaf ki dün seni bana kötüleyen diller, bugün sensizliğin efkârındaki Mevlâna?yı teselli için dil döküyorlardı. Her türlü teselli sözü bir ihanet geliyor kulağıma. Parmaklarım alev alev yanıyor. Kâğıt tutuşacak, mektup yanacak diye çekiniyorum. Cehennemden betermiş, seni kazanmak için senden uzaklaşmak..
- Geceleri Tebrizli Şems'in aşkı ile uyuyamıyorum. Canına yemin ederim ki onun yüzünden zerreler gibi dağınık bir haldeyim..
- Sen olmadan ben havalara yükselsem, göklere çıksam, siyah bulutlar içime gamlarla dolar, ağlarım. Canına yemin ederim ki, sensiz gül bahçesine girsem, kendimi zindanda hissederim..
- Ben iyiyle, kötüyle kavga edemem; kavga ile işim yok! Savaşmak şöyle dursun, gönlüm barışlardan bile ürkmekte.? (Mesnevî, I, 2392 beyit)
- Olgun bir insana lokma ve nükte helaldir Sen olgun değilsen yeme, dilini kıs. [Mesnevî, c. I, s. 100/1621]
- Şehveti ve lezzetleri terk etmek cömertliktir. Şehvete dalan bir daha çıkmadı. [Mesnevî, c. II, s. 316/1272]
- Ey bir dumanı, can sanan; altın habbesini mâden sayan Ey Karun gibi boyuna yere yatan, yeryüzünü gök sanan Ey şeytanın oyun taşlarını görüp adam yerine koyan Ey seni görünce utancından aşkın tâ uzaklara kaçtığı insan Ey kendini ortamda, adam yerine koyan Ey kafirlik dumanıyla uykuya dalan Sonra da dumanı apaçık nur sayan Ey şehvetinden kurt gibi her çeşit leşe saldıran Aşıkları da kendi ayarında sanan Şehvet sarhoşluğu, lânet eseriyken ey bu eseri sahipsiz, izi belirmez sanan, Ey harfle, ses arasında kokuşup duran Sonra da Tanrı'yı dilsiz sanan O?nun Ayışığı, körlüğünü aydınlatırken ey Ay?ı gizlenmiş sanan Ne dediysem, ne söylediysem kendime dedim, kendime söyledim ey başkalarını kınamadayım sanan Hz. Mevlâna Divân-ı Kebir - c. IV, s. 263. K.B. yayınları
- Görüşün, görüş feyzinin hükmettiği yerde her iş düzene girer, altına döner; ordaki meydanda yuvarlanan topu çevgen, elsiz-kolsuz çeler. Hz. Mevlâna Divân-ı Kebir - c. II, s. 89. K.B. yayınları
- Nerde bir mahrem varsa hemen onu uyandır, mahrem olmıyanıysa bırak, mahşere kadar uyusun kalsın. Hz. Mevlâna Divân-ı Kebir - c. II, s. 89. K.B. yayınları