- "Hayat beladır, ölüm değil,"dedi Zorba. "Sen, canlı insan ne demektir, bilir misin? Kuşağını çıkartıp kavga aramak demektir." Konuşmuyorum. Zorba'nın haklı olduğunu biliyordum, biliyordum ama, cesaretim yoktu. Hayatım yanlış yola sapmıştı, insanlarla olan ilişkilerimi bir iç konuşma haline sokmuştum. O kadar düşmüştüm ki, bir kadına aşık olma ile kitap okuma arasında seçim yapmam gerekse, kitabı seçerdim.
- ?Zorba?dan başka hiçbir şeye ve kimseye inanmam. Zorba, ötekilerden iyi olduğu için değil; asla! O da canavardır. Zorba?ya inanırım ama. Çünkü yalnız ona sözüm geçer. Yalnız onu bilirim. Bütün ötekiler hayaldir!?
- ? Akıllandım Zorba, sağ olasın; ama bende senin yolundan gidiyorum; ben de kitaplarla, senin kirazlarla yaptığını yapacağım; o kadar çok kâğıt yiyeceğim ki, bulantı gelecek, kusacak ve kurtulacağım.?
- ?Denize vardım; kıyıdan kıyıdan aceleyle yürüyordum. Deniz kıyısında yalnız başına yürümek güçtür; her dalga ve gökteki her kuş bağırıp insana borcunu hatırlatır. Başkalarıyla yürürken güler, konuşur, tartışırsın, gürültü olur, dalgalarla kuşların ne dediğini duymazsın, belki de o zaman hiçbir şey söylemiyorlardır. Sizin bir söz kalabalığının içinden geçmekte olduğunuzu görüp, susarlar.? (Sf.198)
- Biraz sonra da, "Bubulina yaşadığı zaman, hiçbir Kanavaro ona, benim, şu gördüğün hırpani, ihtiyar Zorba kadar zevk vermemiştir. 'Neden?' diyeceksin. Çünkü Kanavaro'lar onu öpüyor ve onu öptükleri anda donanmalarını, Girit'i, devletlerini, sırmalarını ve karılarını düşünüyorlardı. Ama ben hepsini, hepsini unutuyordum. O namussuz karı da bunu anlıyordu. Ve sen bilgiç, şunu öğren ki, kadın için bundan daha büyük bir zevk yoktur! Bil ki, gerçek kadın, erkekten aldığından çok, ona verdiği hazdan zevk alır..."
- "Ne yapabilirsin bana Kadir-i Mutlak! Bana hiçbir şey yapamazsın! Yalnızca beni öldürürsün! Öldür beni! Kılım bile kıpırdamaz! Hırsımı aldım! Söylemek istediğimi söyledim! Oynayacak vakit de buldum! Artık sana ihtiyacım yok!"
- ...Ölçücülük, dayanıklılık, yüzün hareketsiz bir maske gibi gülümseyişi. Ama maskenin arkasında ne olup bitiyor, o bizim bileceğimiz iştir.
- Tam ve namuslu düşünceler, sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister. Dişsiz olduğun zaman 'Ayıp çocuklar, ısırmayın!' demek kolaydır. Ama, otuz dişin olduğunda...
- İnce kemikli boynunu kaldırıp sessizce içen Zorba'ya baktım. Ona bakıyor ve bu hayatın gerçekten ne şaşırtıcı bir sır olduğunu, insanların, fırtına tarafından kovalanan sonbahar yaprakları gibi nasıl birleşip ayrıldıklarını ve insanın bakışlarıyla sevdiği kimsenin yüzünü, vücudunu ve el hareketlerini boşuna yakalamaya çalıştığını, birkaç yıl sonra da, gözlerinin mavi mi, yoksa siyah mi olduklarını hatırlamayacağını düşünüyordu.
- İnsan canavardır. Büyük canavar! Ona kötülük mü ettin? Senden çekinir ve titrer. İyilik mi yaptın? Gözlerini oyar... Aradaki uzaklığı koru Patron! İnsanlara umut verme. Hepimizin eşit olduğumuzu, hepimizin eşit haklara sahip bulunduğumuzu söyleme; çünlü hemen senin hakkını çiğner, elinden ekmeğini kapar, açlıktan gebermeye bırakırlar seni.