- Kadın. Sana kaç kez söyleyeceğim? Kadın sonu gelmez bir konudur. Şimdi sen, bir şimşek gibi tavuklara atlayan, sonra da boyunlarını şişirip gübreliklerine giden ve orada kabaran genç horozlar gibisin. Onlar aşkın nesini anlayabilirler? Elinin körünü!
- "Mutluydum, biliyordum. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız."
- Sahi, sana aile reisi, namuslu, dindar, tefeci, sahtekâr, toplumun direği olan, dört başı mamur bir kardeşim olduğunu söylemeyi unuttum.
- bitmez bir hikaye olan ( Tanrı eksikliğini göstermesin ) yalnızca kadın değildir, yemek de öyledir.
- bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur , ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız.
- O, eğilmiş olduğu halde bana baktı ve Ben oğlum dedi, ölümsüzmüşüm gibi hareket ederim. Karşılık verdim: Bense, her an ölecekmişim gibi davranırım! İkimizden hangimiz haklıydık patron?
- Tam ve namuslu düşünceler sessizlik, ihtiyarlık ve dişsizlik ister.
- Aklımın başında olduğu şu sırada, sana hiçbir şey yapmamış olan başka bir insana saldırıp onu ısırmanı, burnunu koparmanı, kulağını kesmeni, karnını deşmeni ve bu arada Tanrı'yı yardıma çağırmanı gerektiren bu kudurganlık nedir diye düşünüyorum ; bu Tanrı da gelip burun ve kulak kessin ve işkembe deşsin mi demektir?
- İnsanın ruhu çamurdur; işlenmiş, hala kabakıyım doğranmış becerilere sahip, yontulmamış bir çamurdur ve temiz, sağlam olan hiçbir şeyi fark edemez; eğer yapabilseydi bunu, bu ayrılış ne kadar başka olurdu!
- Ben sık sık unutuyor, yanılıyor, sendeliyorum, dinim dinsizliklerden yapılmış bir mozaiktir; bazen içimden, küçük bir anı alıp karşılığında bütün hayatımı veresim gelir.