- "Akıllandım Zorba, sağ olasın, ama ben de senin yolundan gidiyorum: ben de kitaplarla senin kirazlarla yaptığını yapacağım: o kadar çok kağıt yiyeceğim ki, bulantı gelecek, kusacak ve kurtulacağım."
- Hayatımın akışında
Neden rastladım sana .. - Ben Tanrı'dan korkmam, o anlar ve bağışlar. İnsanlardan korkarım ben; onlar anlar ve bağışlamazlar
- "Sır!" diye mırıldandı, "Büyük sır!" Dünyaya hürriyetin gelmesi için bu kadar cinayetler ve alçaklıklar mı lazım yani? Çünkü oturup sana işlediğimiz cinayetlerle yaptığımız alçaklıkları saysam tüylerin ürperir. Fakat sonuç ne oldu, hürriyet! Tanrı yıldırımını atıp bizi yakacağına hürriyeti veriyor! Hiçbir şey anlamıyorum!
- Konfiçyus der ki: "Pek çokları saadeti insandan daha yüksekte ararlar, bazıları da daha alçakta, ama saadet insanın boyu hizasındadır." doğru. Yani, ne kadar insan boyu varsa o kadar da saadet vardır. Benim şimdiki saadetim budur, ey sevgili öğrencim ve öğretmenim; şimdi boyumun ne olduğunu öğrenmek için, huzursuzluk içinde tekrar tekrar onu ölçüyorum. Zira, iyi bilirsin ki, insanın boyu hep aynı kalmaz.
- Omuz silkti, alaylı, "Neden? Neden?" dedi. "İnsan nedensiz bir şey yapamaz mı? Şöyle keyfi için!"
- "Ne diyebilirsin sanki?" dedi. "Anladığıma göre zatıâliniz aç kalmadı hiç, adam öldürmedi, çalmadı, suç işlemedi... Öyleyse, dünyası nasıl anlarsın sen?"
- Mutluydum; biliyordum bunu. Bir mutluluğu yaşarken onu kavramamız zordur; ancak o geçip de arkamıza baktığımız zaman, birdenbire biraz da hayranlıkla, ne kadar mutlu olduğumuzu anlarız. Ama ben, bu Girit kıyısında mutluluğu yaşıyor, üstelik mutlu olduğumu da biliyordum.
- Gerçek hoca, öğrencisinden öğrenebileceği herşeyi öğrenmeli, gençliğin ne yöne gittiğini anlamalı, o da ruhunu oraya doğru yöneltmelidir.
- Buğday gibi toprağa inip ölmen gerek kalbim, titreme başka türlü nasıl başak olursun ve açlıktan ölen insanları nasıl beslersin.