- "Yaşamında bir amaç bul ve ona göre yaşa, derler. Ama bazen, ancak yaşayıp bitirdikten sonra yaşamının bir amacı olduğunu fark edersin, bu da genellikle hiç aklında olmayan bir amaçtır."
- ...Yalan söylediğin zaman, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalmış olursun...
- "Elime bir tüfek alıp önüme gelene ateş etseydim bile, o beni bir an sendelemeyen bir sevgiyle sevmeyi sürdürürdü."
- "Aramızdaki temel fark ne, biliyor musun? Sen insanlara baktığın zaman üniformalar, bayraklar ve din görüyorsun!" "Peki, sen ne görüyorsun bakalım?" "İnsan, sadece insan. Seven, acı ceken, acıkan, üşüyen, korkan bir insan."
- "...Yalnızca bir günah vardır, tek bir günah. O da hırsızlıktır. Onun dışındaki bütün günahlar, hırsızlığın bir çeşitlemesidir." "Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun. Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun."
- Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez.
- "Şey," dedi, "neden adam karısını öldürdü? Daha doğrusu, gözyaşı dökmek için illa da üzülmesi mi gerekiyordu? Soğan koklasa olmaz mıydı?" Donup kalmıştım. Bu kadar basit bir şeyi neden akıl edememiştim? Dudaklarım kıpırdadı, ama hiç ses çıkmadı. Aynı gece, hem yazmanın temel hedeflerinden birini, ironiyi öğrenmiştim, hem de en büyük tuzaklarından birini: tutarsızlık. Üstelik Hasan'dan. Yaşamı boyunca tek bir sözcüğü bile okuyamamış, yazamamış Hasan'dan.
- Uçurtma uçurmanın ayrılmaz bir parçası da buydu: Zihnin uçurtmanla birlikte oradan oraya savrulurdu..
- Artık bir hayaletim, diye düşünüyorum; ayak izi olmayan bir hayalet. Yeniden haykırıyorum; umut da ayak izleri gibi hızla kayboluyor.
- Tuhaf ama, birisi gerçekte kim olduğumu, nasıl biri olduğumu öğrendiği için memnundum; rol yapmaktan yorulmuştum.