- " Sokağın köşesini dönmek üzereydi; lastik botları yerden kar öbekleri kaldırıyordu. Durdu, döndü ellerini ağzının iki yanına götürdü. " Bin Tane İste, Senin İçin Yakalayayım! " dedi. Sonra o bildik hasan gülümsemesiyle gülümsedi, köşeyi dönüp gözden yitti. Onu bir kez daha böylesine tasasız, böylesine içten gülümserken ancak yirmi altı yıl sonra, solmuş bir polaroid fotoğrafta gördüm. "
- "Bir daha oku, lütfen, Emir" derdi Hasan. Bazen de tam bu bölümde gözleri yaşarır, ben de her seferinde kimin için ağladığını merak ederdim; üstünü başını paralayan, başını küllere gömen acılı Rüstem için mi, yoksa son nefesini verirken bile babasının sevgisinin özlemiyle yanıp tutuşan Sohrab için mi?"
- Bir erkeğin kalbi fesat, habir bir şeydir, Meryem. Bir ananın rahmine hiç benzemez. Kanamaz, sana yer açmak için genişlemez."
- Pusulanın hep kuzeyi gösteren ibresi gibi, bir erkeğin suçlayan parmağı da daima, bir kadını gösterir. Her zaman. Bunu hiç unutma Meryem....Seninle benim gibi kadınlara hayatta yalnızca bir, tek bir marifet gereklidir, o da zaten okulda öğretilmez. O da tahammül. Sabretmek. Katlanmak. Sahip olduğumuz tek şey bu yeteneğimizdir....
- "Sürekli seni düşünürdüm. Yüz yaşına kadar yaşaman için dua ederdim. Bilmiyordum. Benden utandığını bilmiyordum ki."
Celil başını eğdi, vaktinden önce gelişmiş bir oğlan çocuğu gibi, ayakkabısının burnuyla toprağı eşeledi.
"Benden utanıyordun."
"Seni görmeye geleceğim," diye mırıldandı Celil. - Bu kentin ne çatısını aydınlatan aylarını sayabilirsin, Ne de duvarlarının gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi".
- Afganistan'da çok çocuk var fakat çocukluk yok ! . .
- Yusuf,Kenan iline dönecek ,bırakın matemi
ahırlar gül bahçesine dönecek,bırakın matemi
bir tufan patlayıp tüm canlıları boğmaya kalkışsa
en güçlü kasırgayı bile aşacak
Nuh gibi bir klavuzunuz var,bırakın matemi.. - "Orada geleceğin hiçbir önemi yoktu. Geçmişse yalnızca tek bir dersi içeriyordu: Sevgi, insana zarar veren bir hatadır; işbirlikçisi, yani umutsa tehlikeli bir yanılsama."
- "Şöyle dedi: 'Çok korkuyorum.' Neden , diye sordum. 'Öyle mutluyum ki,Doktor Resul.Böylesine büyük,müthiş bir mutluluk ,insanı korkutuyor.' Yine nedenini sordum,şöyle dedi: ' Senin bu kadar mutlu olmana,ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.'