- Hem ulysses?ın hem de Finnegans Wake?nin anlaşılmasını sağlamak amacıyla Batı?da kılavuzlar, yardımcı kitaplar yayımlanmış bulunmaktadır. Ulysses?in tümünün çevrilmesi, neredeyse her tümcenin ne anlama geldiğinin açıklanmasını, bunun için de yabancı dillerdeki kaynaklarda geniş bir tarama yapılmasının gerektirmektedir.
- Hem Ulysses?ın hem de Finnegans Wake?in anlaşılmasını sağlamak amacıyla Batı?da kılavuzlar, yardımcı kitaplar yayımlanmış bulunmaktadır. Ulysses?in tümünün çevrilmesi, neredeyse her tümcenin ne anlama geldiğinin açıklanmasını, bunun için de yabancı dillerdeki kaynaklarda geniş bir tarama yapılmasının gerektirmektedir.
- Peki o zaman nasıl oluyor da tuzlu su balığı tuzlu olmuyor?
- Su ırmaktan akar gider, ama aynı su değildir akıp duran; yaşam ırmağında aynı yerden geçemeyiz bir daha. Çünkü yaşam da bir ırmaktır.
- Bir rahibenin buluşuydu dediklerine göre, dikenli tel.
- Kent dolusu insan göçüp gidiyor, yine kent dolusu insan geliyor, onlar da göçüyor: her şey gelir, her şey geçer. Evler, ev dizileri, caddeler, kilometrelerce kaldırım, yığınlarında tuğla, taşlar. El değiştirirler. Bir sahip gider, başka sahip gelir. Efendi ölmez, derler. Kimisi de, çık emri gelince, giyer ayakkabılarını çıkar gider. Orayı başkaları satın alır altınla, ama yine de tüm altınları ellerinde tutarlar, dolandırıcılıklarla, yalancılıkla elde etmişlerdi. Kentlere doluşmuşlardı, çağlar geçtikçe yıkılıp giden kentlere. Çölde piramitler. Bunların yapım giderleri, yalnızca ekmekle soğan. Kölelerin yaptığı Çin Seddi. Babil. Kocaman taşlardır geriye kalan. Dairesel kaleler. Moloz kalıntıları, yıkılmış varoşlar. Derme çatma kervansarayları çimentoyla kül karışımından yapılmış. Kalıcı olan hiçbir şey yok ki.
- Ama bedenim bir arp ve onun sözleri ve jestleri teller arasında gezinen parmaklar gibiydi.
- "Lakin benim bedenim bir arp, onun sözleri ve hareketleri ise arpın tellerinde gezinen parmaklar gibiydi."
- Ama bedenim bir arp ve onun sözleri ve jestleri teller arasında gezinen parmaklar gibiydi.
- Genç yüreklerin ağlayışını duydum Göz süren küreğin üstündeki aşk nöbeti Ve kırlardaki çimenlerin yakarışını duydum! Yok artık, dönüşü yok artık. Ah , ah yakaran çimenler, Nafile, aşkın dalgalandırdığı sancaklarınızın yası! Yok artık o geçen rüzgarın Dönüşü, artık dönüşü yok. Sayfa:13 ? Giacomo Joyce