- Çoktan yitip gitmiş birinin bu yabansı sayfalarını okuyan bir insan bir eski zaman kişisiyle bir olduğunu duyumsar.
3-71 - Çalımlı yürüyorken.Kimin yürüyüşüne öykünmekteydim .Unut:Tığteber ortada kalmışsın.Elinde annenin sekiz şilinlik para havalesi,kapıcının suratına çarparak kapattığı postane kapısının gümleyişi.Açlık diş ağrısı.
3-72 - Paris sabah mahmurluğunda,limon sarısı sokaklarda hoyrat güneş ışığı.Dumanı üstünde ay çörekleri,kurbağa yeşili pelinler,Paris'in sabah buhuru havayla cilveleşmekte.
3-73 - Başkan nasıl kaçmıştı, gerçek hikayesi.Genç bir gelin gibi giyinip,güvey,duvak,portakalçiçekleri tekmil, Malahide yolunu tuttular.İnan olsun böyle.Sonra yitik önderlerden,hıyanete uğrayanlardan,destansı firarlardan.Tebdili kıyafetler,enselenenler,sırra kadem basanlar yok artık.
3-74 - Ruhum benimle birlikte yürüyor,biçimler biçimi.İşte ayın gözcülüğünde ,Elsinore'un ayartıcı tufanını dinleyerek,gümişi samur siyahı kayaların üzerindeki keçi yolunu arşınlıyorum.
3-75 - Bu devasa kumlar ,meddücezrin ve rüzgarın buraya sayladığı ince eleye sık dokuya buraya serdiği dildir.Bunlar da,kadim tanrıların kurguları,gelincik sıçanlarının kaynaştıkları mahal.Orada altın vardır.Arasana.Biraz buldum.Kumlar çakıllar.Geçmişle yüklü.Sir Lout'un oyuncakları. Gözünü açta çarpmasın başın.Bir dudağı yerde bir dudağı zalim bir devim ben haa, bütün o Allah'ın gazabı kayaları yuvarlarım yaa ,üstlerine basa basa okyanusların aşarım daa.
3-75 - Başkalarının efendisi de olma, kölesi de .
3-76 - Köpekleri ,kumların seyrekleştiği bir bayırda koşarak,dört bir yanı koklayarak kırınıyordu.Geçmiş bir yaşamda yitirilmiş bir şeyler ararcasına.
3-77 - Ellerin bembeyaz,dudakların al
Endamın narin senin.
Gel yat,uyu benimle derhal
Karanlığında karılıp öpüşelim gecenin.
3-78 - Merhaba,sen,ayin hizmetkarı.Uykusunda,bir ıslak im söyler ona eşref saatinin geldiğini de,kalkmasını fısıldar.
3-79