En büyük aşk, derin bir uykudur. Dalmaktan hoşlandığımız bir uyku.
...aynada kendini gördüğünde kendini iyi hissetmen-kendini kandırman: Sen değilsin, benim. Eşyaları güzelleştiren tüm kurdeleleri güzelce bağlayan, eşyaları süsleyen renkleri seçen benim. Zaman aralıklarını ve arada kalan her şeyin, yaşamdan yaşam olmayan şeylerin mutlak efendisi olan be, yurtluğumu ve imparatorluğumu, var olmaya değmeyen tüm şeylerden yaratırım. Gece, nasıl benim krallığımsa, düş de yurtluğumdur. Ne ağırlığı, ne de ölüsü olan şey benim. *... dedi Şeytan
Beni her şey ilgilendiriyor ama hiçbir şey içine alamıyor.
- Ama bir şeyi hem inkâr edip hem de nasıl doğrulayabiliriz? + Yaşamın yasası bu, bayan.
Tanrısı ve Şeytanı'yla, içindeki tüm insanlar ve onların gördükleri her şeyle birlikte, bütün bu evren, sonsuza dek çözülmeye çalışılacak bir hiyerogliftir.
- Ama bayım, siz her şeyi tersinden söylüyorsunuz... + Bu benim görevim, bayan. Ben, Goethe'nin dediği gibi, inkâr eden değil, zıddına giden tinim.
Ruh direnmesine rağmen sürekli ayartıldığı için yaşar. Her şey bir şeye karşı koyduğu için yaşar. Ben her şeyin karşı koyduğu şeyim.
En büyük aşk, derin bir uykudur, dalmaktan hoşlandığımız bir uyku.
Ben dünyanın başlangıcından beri varım ve oldum olası bir alaycıydım. Zira, bilmeniz gerekir ki bütün alaycılar, bazı doğruları telkin etmek için alaya başvurmak istemeleri dışında, zararsızdırlar.
Dünyanın başlangıcından beri bana hakaret yağdırıldı ve iftira edildi. Kiliseler benden tiksiniyor. Müminler adımı duyunca titriyor. Ama onlar isteseler de istemeseler de, bu dünyada benim bir görevim var. Ben ne Tanrı'ya baş kaldıran kişiyim, ne de inkâr eden tin.
Mehmet Deveci
Ingeborg Bachmann
Louise L. Hay
Charles Darwin
Desiderius Erasmus
Eduardo Galeano
Alparslan Türkeş
Murathan Mungan
Thomas Mann
Paul Auster