- Bir günü daha bitirmenin sevincini, yarına başlıyor olmam yarıda bırakıyor.
- Hayat felsefesi yoktur - hayat vardır. Hayat felsefesi insanın bunu örtbas etmek için uydurduğu sözlerdir.
- Güven, güven, güven.. Güvendiğim tek şey, bir gün ölecek olmam.
- Yaşama hoyratça davranmaya alışkınım; çünkü bozuk para gibidir. Edepsizce değil ama, yine de harcamak gerekir; yoksa, tedavülden kalkabilir.
- Tüketmek gerek anlamları - ama üretmek ve tüketmek.. Yok etmek - ama var edip sonra yok etmek.. Güneşi suçluyorum - söndürmek gerek bu boş yangını.
- Kendi başını bilmeyen işin başından haberdar olabilir mi? caba benim için işler ne zaman başladı, ne zaman sarpa sardı? Ne zaman başka türlü olabilsem iş başka gidişat olacaktı, bunun başı nere, başlarken benim aklım başımda mıydı? Ben kendimim başında mıydm? 'Aslan Bey! Başlıyor, yerinizi ve aklınızı başa alın, dendiğini hatırlamıyorum. Ben kim bilir neredeydim, başka bir başlangıç istiyordum, başka yerde, başka şekilde birden bire başlamış, hiç haber vermeden, hiç hazırlanmadan, neyi nasıl karşılayacağımı, neyle mukabele ve mukavemet edeceğimi bilmeden, istemeden... Her şey nasıl karışmış. Şimdi ara ki bunun başı neresi? Başımı bilmem, sonumu nasıl hazırlayacağım bilmem.
- Kaybolma isteğim kaybolduktan sonra, itiraf etmeliyim ki, başka birkaç isteğim daha oldu. Ama bunlara hiç yanaşmadım; elde etmek için uğraşmadım. Hâlâ isteyebildiğim bir şeylerin bulunması, içimde böyle şeyler saklayabilmem, hoşuma gidiyordu. İstesem elde ederdim, deme şansım da var. Ve ben, beğendiği şeylere el atmayan, hemen o yığınlardan birine katmaya çalışmayan insanları erdemli bulurum. Başka çarem de yoktur.
- "Bende kaybolma isteği vardır"
- "Akıl ideale varamayınca, hicve varıyor." "Günün en güzel saatleri akşam altı-yedidir diyordum; sanıyorum bu da doğru değil. Sonbaharı da (sahip olamadığım tek mevsimimi; yani, yaşamımı) yine elimden kaçırdım. Gerilerden konuşuyorum, sık sık (getirdiğim bir şey olmamasına rağmen). Bazen de öne geçmeyi deniyorum, ve nereye baksam, yaşamım değil gördüğüm. Bunu doğruluyor bir başka yüzüm. Kendimi ve sesimi suya düşürdüğüm yeri ve zamanı bile hatırlamıyorum. Bir yankı olarak kalıyorum suyun üstündeki aksimle - bir gün silivermeyi düşlediğim... Yaşamım bir can çekişme süresi-ni bilmediğim. Ve hiçbir şeye şaşmıyorum - her şey bildik diyordum ya; bu da doğru değil. Ben dünyaya olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim - durmadan şaşırmaya... Ama ne söylersem söyleyeyim, ne çalarsam çalayım, bu kamburu yüklendiğim için oyunbozan oluyorum. Yine söylemek istediğim bunlar değil - Ve tüm ağrılar gibi bu da iğrenç." "Bir günü daha bitirmenin sevincini, yarına başlıyor olmam yarıda bırakıyor."
- " hiçbir zaman, hiçbir an kendimi unutup, nasıl göründüğümü yok sayamadığımı, geri çekilip çekilip kendime bakmaktan gördüğümü beğenmeyip ona hayalimdeki şekli vermeye çalışmaktan önümdekini hep ıskaladığımı görüyorum şimdi. "peki şimdini görüyor musun?? diye sormayın, onun da var en az bir on beş senesi. insanın ömrü herhalde bu yüzden uzun biir halt ettiğinden değil, ne halt olduğunu on-on beş senede bir anlamasından"