- Hani hastalıktan kalkanın nekahat halinin tutunmak zannedilen bir hali vardır ya, o aslında yaşamın tutunacak ve tutunulacak bir yeri olmadığının anlaşıldığı haldir.
- Kendini bir kez çıplak gözle görebilse insan, bir bakabilse yapamadıklarına değil bu hali ile yapabildiklerine şaşar.
- ?Ben dünyaya olup biteni hayretle izlemeye ve şaşırmaya gelmişim ? durmadan şaşırmaya.?
- ?Durmadan ölüyorum yaşayabilmek için ? belki de bütün psikanalizi tersine çevirmek gerek; yaşamın saçmalığı rüyalarınkinden kat kat fazla, ve zamanın hızı, tehlike getiriyor, başka değil.?
- Bir gençken ölemediğime, bir erişkin olamadığıma yanarım. Gençken ölsem aslında erişkin de olacaktım, neden ölmediğimi anlasam erişkin de olacaktım, bunları hiç bilmesem erişkin olmayan ama erişkin olmadığını da bilmeyen olacaktım, erişkin olmayı istesem, aslında yaşamayı istemeyecektim, ben erişkin olmayı istemeden, buna talip olmadan bir kendiliğindenlikle isteyip de isteğiyle lekelenmeden, isteyip de istemediğim verilmeden, böyle harap bir bahçedeki o eflatun rengi, belli belirsiz kokudaki çiçekle ot arası saksının yanında öylece kendiliğinden bitmiş olan var ya, işte ondan olmak isterdim.
- ?Güven, güven, güven? Güvendiğim tek şey, bir gün ölecek olmam.?
- İnsan kendinden yeteri kadar iğrenebiliyorsa hayattan o kadar iğrenmiyor
- İnsan değil mi zaten olmakla olanın içine katılan ve bu katıldığı yerde ne ise o olan
- Ne kadar çok insan var, ne kadar çok! O kadar çok insan var ki, her sokağa çıkışımda; kendi kurduğum o güvenli, sessiz ve sakin kalemden dışarıya her adımımı attığımda beni hâlâ şaşırtmaya devam ediyorlar. İşin kötüsü, sokağa çıkmanın getirdikleri. Bakışlarını kaçırsan bile, o kadar çok insanın bir o kadar çok hüznü, neşesi, kederi ve gülüşleri var ki, ister istemez bir tanesi avucuyla yakaladığı gibi nefessiz bırakana kadar sıkıyor insan yüreğini. Yüreğini avucunda sıkanlardan, seni nefessiz bırakanlardan daha da kötüleri var kimi zaman sokakta. Tanıdıklar, bildikler. İşte onlar seni tanımanın getirdiği arsızlıkla yüreğini avuçlarında sıkıp paramparça etme hakkına da sahip olduklarını sanırlar. İşte en çok korktuklarım bunlardır. Sokağa çıkmak korkutur beni; ne kadar çok insan var, ne kadar çok!
- "Benden, bana kayıtsız kalınması ile benden nefret edilmesi arasında bir seçim yapmam istense, tereddütsüz, nefreti seçerim ? kayıtsız kalınacak bir yanım yoktur. Ve ben söylemek isterim ki, her şey ve herkese kayıtsızım. Değilmişim gibi davrandığım durumlar, yaşıyormuşum gibi yapma zorunluluğumdandır."