- Eninde sonunda mümkün olan hemen hemen bütün sonuçları, dolayısıyla en imkansız sandığımız sonuçları da doğuran nedensellik bazen ağır bir işleyiştir; onu hızlandırmak isterken engelleyen arzumuz, bazen de hayatımız tükendiğinde tamamlanır.
- Bir yazar hoş birkaç havai fişek patlattı diye hemen şaheser damgası yapıştırıp ortalığı velveleye veriyorlar. Şaheserler o kadar sık rastlanan şeyler değildir.
- Dünyanın döndüğünü teorik olarak biliriz, ama aslında fark etmeyiz; üzerine bastığımız toprak hareketsiz gibidir, biz de rahat rahat yaşayıp gideriz. Hayatta Zaman için de aynı şey geçerlidir. Romancılar Zaman'ın akıp geçip gitmesini anlaşılır kılabilmek için, yelkovanların dönüşünü delice hızlandırarak okura iki dakikada on, yirmi, otuz yılı geçirtmek zorundadırlar. Bir sayfanın başında umutlarla dolu bıraktığımız aşığı, bir sonraki sayfanın sonunda seksenlik, düşkünler yurdunun avlusunda günlük gezintisini güç bela tamamlayan, söylenen sözlere zar zor cevap veren, geçmişi unutmuş bir ihtiyar olarak buluruz.
- Zeki insanların rahatsızlıklarının dörtte üçü, zekalarından kaynaklanır.
- Sevdiğimiz zaman, aşk o kadar büyüktür ki, bir bütün olarak içimize sığmaz; sevdiğimiz insana doğru yayılır, onda kendini durduran, başlangıç noktasına geri dönmeye zorlayan bir yüzey bulur; işte karşımızdakinin hisleri dediğimiz şey, kendi sevgimizin çarpıp geri dönüşüdür; bizi gidişten daha fazla etkilemesinin, büyülemesinin sebebiyse, kendimizden çıktığını fark etmeyişimizdir.
- Zaten bir takım bayağılıkları açıkça görmek sevgiyi hiçbir şekilde azaltmaz; aksine, sevgi bu bayağılıkları sevimli gösterir.
- ... bir tek olayın iki zıt kolu vardır ve yol açtığı mutsuzluk, yarattığı mutluluğu sıfırlar.
- Hayatımızı bir insana göre kurarız; artık onu hayatımıza kabul edebileceğimiz an geldiğinde, o insan gelmez, sonra bizim için ölür ve biz de sadece onun için hazırlanmış olan şeyin içine hapsolup yaşarız.
- Hiç şüphesiz isimler keyfi ressamlardır; bize insanların ve ülkelerin o kadar kendilerine benzemeyen taslaklarını çizerler ki, çoğu kez karşımızda hayal edilmiş dünya yerine görünür dünyayı bulduğumuzda donar kalırız.
- Alışkanlıklar her şeyi azalttığı için, bir insanı bize en iyi hatırlatan şey, aslında unuttuğumuz şeylerdir (önemsiz olduğu için unutulmuş ve bu sayede bütün gücünü koruyabilmiştir çünkü). İşte bu yüzden hafızamızın en güçlü kısmı bizim dışımızda, çisentili bir rüzgarda, bir odanın rutubet kokusunda veya yanmaya başlayan bir ateşin ilk andaki kokusundadır.