- "Evimde gereksiz eşyaların hepsi var şüphesiz. Sadece gerekli olan şey eksik: buradaki gibi kocaman bir gökyüzü parçası. Hayatınızın üstünde hep bir gökyüzü parçası bulundurmaya çalışın yavrucuğum," 86
- Bir insanın, bilinmeyen bir hayatın parçası olduğunu ve ona olan aşkımız sayesinde bu hayata nüfuz edebileceğimizi zannetmek, bir aşkın doğmasında en temel unsurdur ve başka hiçbir şeyin önemsenmemesine yol açar. Bir erkeği sadece fiziksel görünümüne bakarak değerlendirdiklerini iddia eden kadınlar bile, bu görünümde özel bir i yaşayışın yansımasını bulurlar İşte bu yüzden, askerlerden, itfaiyecilerden hoşlanırlar. Üniforma, çehreyi beğenmeyi kolaylaştırır; zırhın
- Kürekleri bırakıp kayığının içine sırtüstü yatmış, kayığı nehrin akıntısına bırakmış, ağır ağır tepesinden geçen gökyü-zünden başka hiçbir şey görmeyerek, çehresinde mutluluğun ve huzurun önsezisiyle yol alan bir kürekçiyi kim bilir kaç kere görmüş, kendi keyfimce yaşayabileceğim zaman, onu taklit etmeyi istemişimdir! 215
- Dünya kurulduğundan beri insanların göze aldığı zihinsel çabaların ve bol keseden savurdukları kibirli yalanların dörtte üçü, kendilerinden daha aşağı seviyede bulunan kişiler uğruna harcanmıştır ve aslında kendilerini küçültmekten başka işe de yaramamıştır. 242
- İnsanlarla genelde o kadar ilgilenmeyiz ki, bize bunca acı ve mutluluk verebilme gücünü bir kişiye yüklediğimizde, o kişi başka bir dünyaya aitmiş gibi görünür gözümüze, bir şiirsellikle sarmalanır ve hayatımızı, kendisinin az çok yakınımızda bulunacağı, heyecan dolu bir akış haline getirir. 301
- Ah, aşkın ilk zamanlarında öpücükler nasıl da kendiliğinden çıkıverirler ortaya! Mayıs ajanda bir tarladaki çiçekler gibi dip dibe fışkırırlar; bir saat içinde karşılıklı verilen öpücükleri saymak, bu çiçekleri saymak kadar zordur. 304
- Bir şeye sahip olan herkes gibi Swann da, ondan bir an vazgeçse ne olacağını görmek için, onu zihninden atar, ama zihnindeki diğer her şeyi, o varken olduğu haliyle bı-rakırdı. Oysa bir şeyin yokluğu bununla sınırlı kalmaz, basit, kısmi bir eksiklik değildir, diğer her şeyin altüst olmasıdır; önceki durumda kestirilmesi mümkün olmayan yeni bir durumdur. 394
- "İnsan mutluluğu göremiyor. Kendimizi daima olduğumuzdan daha bedbaht sanıyoruz," 458
- zamanla çakışmadığı için, o zamanın dışına taşarak, aşk başlamadan önce ve bittikten sonra ortaya çıkabildiği için, daha sonra hoşumuza gideceği kaderimizde yazılı olan bir insanın hayatımızdaki ilk görüntüleri, geriye baktığımızda bir uyarı, bir kehanet niteliğine bürünürler. 492
- Daha ileriki yaşlarda, hazlarımızı üretmek konusunda öyle ustalaşırız ki, bir kadını, benim Gilberte'i düşündüğüm gibi, kafamızdaki görüntünün gerçeğe uygun olup olmadığına aldırmadan düşünmekten aldığımız hazla, onun bizi sevdiğinden emin olmaya ihtiyaç duymaksızın onu sevmenin hazzıyla yetiniriz; hatta daha güzel bir çiçek elde etmek için birçok başka çiçeği feda eden Japon bahçıvanları gibi, söz konusu kadının bize eğilimini daha canlı tutabilmek için, ona olan eğilimimizi kendisine itiraf etmekten duyacağımız hazdan vazgeçtiğimiz olur. 515