- Evet, zaten bize hüzün yakışır. Yüzümüze de, duruşumuza da, edebimize de en çok hüzün yakışır. Böyle hüzünlü bir başına insanları incitmeyi, kırmayı çok seviyor insanlar.
- O olmazsa yaşamam, nefes alamam diyoruz. Hatamız burada başlıyor sevgili dost. Evet, çok sevmek gerek. Ama bağlanmadan. Veren de alan da Allah iken bu ince çizgiyi unutuyoruz...
- Eksik gelir o kitabı okumayan insanlar sana. O kitabı okuyan birini görsen, gurbette hemşerini görmüş gibi muhabbet edesin gelir.
- Kitapları, yağmuru, çayı ve şiirleri neden bu kadar çok seviyorsunuz diyorlar. İnsanları iyi tanıyoruz, ondandır diyoruz.
- Bazen bir satır okursun hayatın değişir, bazen de bir göz gerekir, bir baksan, hayatın değişecektir.
- Bir kitap ki... Satır satır yolculuğun! Hiç gitmediğin yerlere aklınla, kalbinle ayak basabileceğin yolculuğun. Sadece bileti sana ait bir yolculuk! İstediğini katarsın o yolculuğa. Sevdiğini, sevmediğini, konuşamadığını, özlediğini, cayır cayır özlediğini...
- İşte bakmalı içine, hiç olmazsa kendine doğru olmalı insan! Yüreğin ne diyor? Hak mı konuşuyor, nefsin mi? Herşey içimizde... Göz göre Mevlayı, Daha ne söyleye kelamı, Daha ne söyleye...
- Sanki şakağımızda bir zincir. Bağlıyor bizi haramlara. Sevdiğinin gözüne edepten başını kaldıramayan neslin yerini, gözleri bedenlerde gezen bir nesil aldı.
- Şemsiyesiz kalan kelimeler sırılsıklam. Nereden geldi böyle sevdalı bir eylül yağmuru da dağıttı mürekkebini kelimelerimin. Ah! evet, gözlerim... Seni ilk gördüğü günden beri unutamayan, Aklıma her düşüşünde kanayan gözlerim.
- Pembe renkli bir kitabın erkeklerin satın alamaması sonucu, gri ve siyah renklerinin de erkeklere özel 'olarak basıldığı bir dünyada, kimse çevre baskısına göre yaşamadığını iddia etmiyordur herhalde.