Sahip olmak istemekle başlıyor en büyük hatamız. Kim ne götürebilmiş ki öbür dünyaya .
Üzerimize üzerimize gelen insanlarla dolu bir dünyaya gözlerimizi açmışız gibi geliyor .Sahi , kim koydu bizi buraya ? Tanıdıkça değeri eksilir mi insanların ? Tanıdıkça insanların değerlerinin eksildigini gördüm .insanları tanıdıkça buz gibi bir rüzgar esintisi bırakıyorlar içime. Üşüyorum onca kalabalık arasında .
Hayat bir arayış ,hem de sürekli . Sürekli olduğu kadar da bilinmeyen. Bazen ümitli , bazen de ümitsiz. Bazen yavaş yavaş ,bazen hırçın bir dalga gibi duvarlara çarpa çarpa...
Yarınlar değil sadece , akıbetimiz güzel olsun ... Bu dünya onlara kalsın , ahiretimiz bizim olsun ...
Bir ömür boyu bizi anlamayan insanların arasında yaşamak için ne suç işledik bilmiyorum . O insanların arasında başını kaldırıp doya doya nefes almanın da bir mükafatı vardır diye düşünüyorum ...
Aşk. ..Eksik yanımız. Ve bilmemiz gereken tek cevabımız. Öyle sesli sözlü bir cevabı kaldırmaz ki aşk. Aşk ruha Sinen bir manadır. ..
Yağmurdan kaçan insanlar yüzünden yağmurun bir gün yagmayı birakacagindan öyle çok korkuyorum ki! Kaçan bir insan gördüğümde kendimi yağmurun altına atıyorum . Gönlünü alayım da terk etmesin bizi diye .
Gözlerimiz günahlarımızı temizlemek için mi yağıyor ?
Insanlari tanıdıkça , uzaklaşıyor insan insanlardan. Kitapları, yağmuru , çayı ve şiirleri neden bu kadar çok seviyorsunuz diyorlar. Insanlari iyi tanıyoruz , ondandır diyoruz ...
Henüz tanımadığımız o yüreği öyle çok özledik ki... Tanımadığımız o yerlere gitmeye ihtiyacimiz var...
Paul Auster
İpek Ongun
Burçak Çerezcioğlu
Alper Canıgüz
Thomas Mann
Mümin Sekman
Daniel Klein
Ali Fuat Başgil
A. Ali Ural
Attila İlhan