- Tek olmaktan duyduğu gurur, insanı, kendi derdine aşık olmaya teşvik eder.
- Vaaz verme çılgınlığı içimizde öylesine yer etmiştir ki, korunma içgüdüsünün bilmediği derinliklerden doğar. Her insan, kendinin bir şey önereceği ânı bekler: Ne önerdiği önemli değildir. Bir sesi vardır ya, o yeter. Ne sağır ne dilsiz olmanın bedelini pahalıya öderiz.
- ??Bir kitabın hakikaten bir yara olması gerektiğine, okurun hayatını herhangi bir şekilde değiştirmesi gerektiğine inanıyorum. Benim kitap yazarkenki fikrim, birinin gözünü açmaktır, onu sopalamaktır. Gazete okur gibi okunan kitapları sevmiyorum: Bir kitap, her şeyi altüst etmelidir, her şeyi sorgulama konusu etmelidir??
- "müzikte hiçbir biçimde insani bir öz olmamasının en güçlü kanıtı hiçbir zaman cehennem düşüncesi esinlememesidir. Cenaze marşları bile başaramıyor bunu. cehennem güncel bir meseledir; bu demektir ki cennet sadece hafızamızda olan bir şeydir. eğer cehennem çok uzak geçmişimizde tanımış olduğumuz bir şey olsaydı yitik cehennem anılarıyla acı çekiyor olmayacak mıydık? "
- "gece gündüz okumak, ciltleri yutmak, uykusuzluklar... çünkü hiç kimse öğrenmek için okumaz, unutmak için okur insan.Geleceği ve takıntılarını yok ederek bunalımın kaynağına kadar gitmek!"
- Yaşamı tutkuyla sevenler dışındakilere ölüm hiçbir anlam ifade etmez. Ayrılacağı bir şeyi olmayan biri nasıl ölebilir ki? Ayrılık hem yaşamın hem de ölümün olumsuzlanmasıdır. Ölüm korkusunun üstesinden gelmiş biri, yaşam karşısında da zafer kazanmıştır. Çünkü yaşam bu korkunun diğer adından başka bir şey değildir.
- ".. ancak iki şekilde ölünebilir; ya savaş alanında, ya da yıldızları seyrederken.."
- " hiçlik karşısında her kelimeyle zafer kazansak bile, onun zorbalığına daha da fazla maruz kalmamıza yol açar bu. etrafımıza saçtığımız kelimeler oranında ölürüz. konuşulanların sırrı yoktur. ve hepimiz konuşuyoruz. kendimize ihanet eder, kalbimizi teşhir ederiz; her birimiz dile gelmezliğin celladıyızdır; her birimizin sırları, en başta da kendi sırlarımızı yok etmek için yırtınırız."
- Bilime itiraz: Bu dünya bilinmeye yakışır değil.
- Zamanın bilincinde olmayanlar sıkılmaz; hayat ancak, geçen her anın bilincinde olunmazsa tahammül edilebilen bir şeydir; yoksa bizim için her şey berbat olur. Sıkıntı tecrübesi, azmış zamanın bilincidir.