- Çare bulma saplantısı bir uygarlığın sonunun belirtisidir; selamet arayışı da bir felsefenin sonunun...
- Omuzlarımızın ve düşüncelerimizin üzerinde ağır yüklerle bir hapishanede doğmuşuz; kesip atma imkanı bizi bir sonraki gün yeniden başlamaya teşvik etmese, tek bir günün bile sonunu getiremezdik...
- Dinlerin kendi elimizle ölmeyi yasaklamalarının nedeni, bunda, tapınakları ve tanrıları aşağılayan bir itaatsizlik örneği görmeleridir.
- Bütün hakikatler bize karşıdır. Ama yaşamaya devam ederiz, çünkü onları oldukları gibi kabulleniriz, çünkü onlardan sonuç çıkarmayı reddederiz.
- Karıncalar ve arılardan daha telaşlıyızdır. Halbuki bir karınca, bir arı -bir fikrin mucizesi ya da bir tekillik eğilimiyle- yuva veya kovanında tecrit olabilseydi, zahmetlerinin manzarasını dışarıdan seyretseydi, gayretinde hala inat eder miydi?
- Boşluk korkusu hazza dönüştüğünde, güneşin aksi yönünde ilerlemek ne şanstır!
- Hayat her an çürümekte olandır; tekdüze bir ışık kaybı, gecenin içinde yavan bir dağılmadır; asasız, halesiz, aylasız...
- Eğer düşüncede öldürdüklerimiz hakikaten yok olsalardı, yeryüzünde insan kalmazdı. İçimizde çekingen bir cellat, hayata geçmemiş bir katil taşırız.
- Bir gün bir adam onu zengince döşenmiş bir eve soktu ve şöyle dedi: 'Sakın yerlere tükürme.' Canı tükürmek isteyen Diogenes, adamın suratına bir balgam attı ve ona, bulduğu tek pis yerin orası olduğunu ve oraya tükürdüğünü haykırdı. (Diogenes Laertios)
- Birkaç eksiksiz melankoli örneği ve bir kaç benzersiz intihar dışında, insanlar, tarihi ve tarihin yüz buruşturmalarını doğurmak için tıka basa alyuvarlarla doldurulmuş kuklalardır.