Aşk -insanı veya ilahi- varlıkları bir hizaya getirir: bir yosmayı veya Tanrı'yı sevmek, aynı hareketin önceden kabulüdür: İki durumda da bir yaratık itkisini izliyorsunuzdur. Yalnızca nesne değişmektedir; ama tapınma ihtiyacının bir bahanesi olduğu ve onca kurtuluş yolundan birinin de Tanrı olduğu anda, bu ne önem arzeder ki?
Keyfim yerinde: Tanrı iyi. Ağlamaklıyım: Tanrı kötü. İlgisizim: Tanrı tarafsız. İçine girdiğim haller O'na mütekabil sıfatları verir; bilgiyi sevdiğimde O her şeyi bilir, kuvvete taptığımda da O her şeye kadirdir.
Doğrularımız atalarımızınkilerden daha değerli değildir. Onların mitoslarının ve simgelerinin yerine kavramlar koymuş olmakla kendimizi ilerlemiş zannederiz; ama bu mitoslar ve simgeler, bizim kavramlarımızdan daha az şey ifade etmezler.
Toplum oluştuğundan beri, ondan kaçmayı istemiş olanlar zulme uğramıştır ya da çeneleri kapatılmıştır. Her şeyiniz affedilir, yeter ki bir mesleğiniz, isminizin bir alt-başlığı, yokluğunuzun üzerinde bir damga olsun.
Arzularımın cenaze merasiminde kafamın karışmasından bezmiş bir halde, nihayet ideal bir bahanem olurdu; zira Cansıkıntısı, hiçbir inanç adına yaşamayıp, hiçbir inanç adına ölmeyenlerin çektikleri azabın adıdır.
Keşke dalgın olabilsem,
O zaman düşüncelerim kederlerimden kopardı.
Topluluklar ancak tiranlıklar altında sağlamlaşır, yüce gönüllü bir rejimde de çözülüp dağılır -o zaman, bir enerji sıçramasıyla özgürlüklerini boğmaya ve kaba ya da taç giymiş gardiyanlarına tapmaya koyulurlar.
Ürküntü devirleri sükunet devirlerini bastırır; insan, olay bolluğundan ziyade olay yokluğundan rahatsız olur; Tarih de onun can sıkıntısını reddetmesinin kanlı ürünüdür.
Kader, mağluplar terminolojisinin gözde sözcüğü.
Bir Hindu prensinin bir sakat,bir yaşlı ve bir ölü görmesi, her şeyi anlamasına yetmiştir; bunları gören bizler ise hiçbir şey anlamayız, zira hayatımızda hiçbir şey değişmez.
Bir inanç için acı çekmiş olandan daha tehlikeli varlık yoktur: En büyük zalimler, kafası kesilmemiş mazlumlar arasından çıkar. Acı, güç iştahını azaltmak şöyle dursun, onu azdırır.
Mark Twain
Alain de Botton
Mehmet Akif Ersoy
Susan Elizabeth Phillips
Samiha Ayverdi
Tom Robbins
Charles Darwin
Senai Demirci
Mustafa Necati Bursalı
Beşir Ayvazoğlu