- Sen fena halde aşka benziyorsun, bana yazdırdıkların kadar güzelsin ve dünyadaki en güzel coğrafya senin yanın. Şimdi bana haritadan bir yer seç deseler, ben yine senin yanını seçerim. Belki de bu bir seçim değil tutsaklık. Sende kaybettiğim ruhumun beni çağırması gibi bir şey.
- Önce kendine bağlayıp sonra gidenler var, en çok onlara kızıyorum. Neden yapar ki bir insan bunu? Önüme binlerce soru getir, cevaplarım. İstersen üniversite sınavlarında tam puan alırım. KPSS'de rekor kırarım ama bana o soruyla geldiğinde verecek cevap bulamam. Susarım çünkü söyleyecek bir şey yoktur. İşte bence o insan yalandır. Sevdiği de yalan, varlığı da yalan, kaldığı da...
- Bazıları acı vermeye gelir hayatımıza, önce alıştırırlar, sonra başkalarıyla yarıştırırlar. Sen kusursuz seversin oysa... O bilir senin ne denli iyi biri olduğunu ve giderken biraz da olsa kızarır yüzü. Sen daha iyilerine layıksın, der. Gerçekten de öyle. Sen daha iyilerine layıksın. Gidenin arkasından üzülmen bile bunun kanıtıdır. Rüyanda onu görmen bile senin daha iyilerine layık olduğunu gösterir. Sonuçta herkes aşkı bir süre taşıyabilir, mesele sevgiyi taşımak. Sevgiyi taşıma yürek ister, bazıları işte bu eksiklikten dolayı kaçar gider. Onların sadece kan pompalayan kalpleri vardır. Yürekleri yoktur.
- Gitmek başkalarına karışmaktır, kalmak kendine bile karışamamaktır. Kim daha çaresiz? Kim daha umutsuz? Kimin gözyaşı daha masum? Arkandan baktın mı sen hiç? Bakamazsın değil mi? Sen kendi gidişini seyrettin mi hiç? Seyredemezsin ki.
- Ben seni çok benimsemişim. Çok katmışım kendime farkında olmadan. Benimki hiç biz olmayan bir şeyi sahiplenmekmiş. Ben ne yaptığımı bilmeden, çok uçsuz bucaksız sevmişim seni.
- Birine "G*tün tekisin" diyorsam, oradaki "yıldız" sansür değil, o kişinin yıldızlı bir göt olduğunun belirtisidir. Yıldızlı pek iyi gibi..
- Hoşlandığın kadına papatyalar vermelisin, hatta vermesen de olur ''şu topraklarda bir yerlerde senin için yaşayan papatyalar var.'' desen yeter. İşte o papatyalar nasıl yerinde güzelse, sende benim yanımda öyle güzelsin. Bizi koparmasınlar...
- Erken büyüdük, erken sevdik, erken tükettik hep cepten yedik. Öyle 5 bin-10 bin mesaj paketi çocuğu değilim ben. Sevgilime günde bir mesaj atabilirdim. Başka bir ülkedeydi, bir mesaj 4 kontördü düşünebiliyor musun? Ayda 25 "seni seviyorum" mesajı eder bu. Ben onu her ay 5 gün eksik sevdim. Sen 5 gün eksik sevmek nedir bilir misin?
- Çok yağmur yağsın ve şemsiyeni evde unutmuş ol. Üstelik sığınacak bir yerin olmasın sırılsıklam ol, aşktan ıslanmadın bari yağmurdan ıslan. Bu dünyadan kuru gitme, çünkü ıslanmadıktan sonra boşuna yaşıyorsun...
- Her ay mutlaka balık ekmek yiyelim bir yerde ve denizi çok sev. Cebinde cherry domatesler olsun, adaya gidelim yosun kokusu eşliğinde beyaz peynir yiyelim. "Uçurtma uçuralım mı?" diye sor. Öpeyim içindeki çocuğu, sarıl bana biraz, kokunu bırak kollarıma...