- Ne oldu bize bilmiyorum ama iyi şeyler olmadığını çok iyi biliyorum. Ya çok yanlış zamanda karşılaştık ya da hiç karşılaşmaması gereken iki insandık. Biz neydik bilmiyorum. Sevgili desem değil, aşık desem değil bildiğin rastlantıydık işte ondan öte gidemedik.
- Olmuyorsa olurunun getirilerini göremezsin. Olmamıştır ve hayırlısı belki de budur. Olsa olmasın isterdin belki... O yüzden bazen olmayışını sev, "ne de güzel olmadın yine be" de... Oluruna bırakma, olmasın, ölmezsin. Kimse ölmedi olmadı diye... Ki zaten ilk olmayan sen değilsin.
- Kızlar havalı olmasın da kim olsun arkadaş. Sevgili olmayı bir yana bırak, metrobüste kesişmeyeceğim kızın Facebook fotoğrafında 169 beğeni var. Sonra gel de bu kızı güzel olmadığına inandır. Ateiste 169 kişi "Gel seni müslüman yapalım." dese adam 5 vakit namaza başlar...
- Bazen Ajda Pekkan dinlersin, bazen İbrahim Tatlıses. Ben hayatımda hiç türkü dinlemedim diyen kızlar var. "İyi bok yedin bebeğim!" Zaten senin anan da; "Call me maybe" ile büyüdü...
- Bence aşk ve ayrılık dertten sayılmamalı. Hani yaşaman gerekiyormuş ve yaşamışsın gibi düşün. Hayatın içinde olan şeyler bunlar; 6 üstü aşk. Hayatın içinde olan şeyler, tıpkı Serdar Ortaç gibi. Onu da anlamıyoruz ama var yani adam...
- Bu arada hani Ümit Besen diyor ya: "Garibin biriysem sevemez miyim?"
Bazen sevemezsin abi... - Kemal sağımda oturuyordu, ben içinde erik olmayan erikli suyunu tüketiyordum. O sırada kulağıma yanaşıp o tarihi cümleyi söyledi: "Melike arkadan güzel lan."
O gün fön çekmişti Melike, saçları güzel görünüyordu, ama ben Melike'yi pek beğenmezdim. Kemal de beğenmezdi bence. O gün sanırım abazanlığı tavan yapmıştı. Yoksa sunum ortasında öyle bir cümle kurması çok saçmaydı. Baktım; Melike hala güzel değil, Kemal hala öküz... - Sevişene kadar aşka inanıyorum. Ondan sonrası hep bir sıradanlık, hep bir yavşaklık. Bazen insanın dokunmaya kıyamaması gerekiyor. Sadece bakarak sevmeyi öğrenmek lazım, bazen saatlerce bakmak... "Kahven bitti, bırak fincanı elinden." demeli sevgilin. Öyle bakmalısın işte; boş fincanı elinde saatlerce tutacak kadar...
- Şimdi kendimden saklandığım bir yerdeyim. Cümleler seni çağırıyor, gitmeye üşengecim. Çayım soğudu, bardaklar seni özlemiş. Şarkılar notasız artık, kırılmışlar sanki gülüşüne... Ben bugün dört satırlık yazılar yazıyorum gidişine, ben bugün bitmiş olan her şeye içiyorum; sana sensizliğe, bize, bizsizliğe...
- Sonra müziğin sesini açtım, baktım kaçışım yok aşık oluyordum, tadını çıkardım. Sokaklar dansımızı bekliyor, kapat gözlerini.