- Düşüncesiz adamların beyinleri kadar boş kalan güzel yerlerde kendi kendimizle dolaşacağız.
- Dünya yine ressamlarını şaşırtan mucizelerine devam edecek. Suların üstünde güneşin eriyen altınlarından doğan pırlantalar, fani ömürlerimizi hatırlatarak rikkatimize dokunan bir saniyelik parıldayışlarıyla, üst üste kaynaşacaklar.
- Yaşlana yaşlana gözlerimizden nice perdeler kalkacak. Günün birinde nihayet kendi kendimizle tanışarak kıymetli bir dost kazanacağız.
- Yavaş yavaş, parça parça ölen bizler, ölülerin birdenbire ne kadar ölmüş olduklarına bir türlü akıl erdiremiyoruz. Onlar artık kendilerinden bize geçmiş, biraz da bizde kalmış zerreleriyle, ancak biraz bizim içimizde yaşayabilirler. Onları ancak biz, biraz hatırlamakla, içimizde, kendimize karıştırarak belki bir gölge, belki bir rüya halinde, biraz daha yaşatmış oluruz!
- Yavaş veya çabuk zamanlarla, nice yorgun ıstıraplar veya hummalı ihtiraslarla geçen bir hayattan, toprakta olduğu gibi, hafızalarda da ne kadar az bir şey kalıyor! Her ateşten arta kalan küller gibi, her vücut toprağa ancak bir kaç avuç toprak daha katıyor! Ve her ruh hafızalarda ancak bir tutam rüya mayası bırakıyor!
- Yavaş yavaş, parça parça ölen bizler, ölülerin birdenbire ne kadar ölmüş olduklarına bir türlü akıl erdiremiyoruz. Onlar artık kendilerinden bize geçmiş, biraz da bizde kalmış zerreleriyle, ancak biraz bizim içimizde yaşayabilirler. Onları ancak biz, biraz hatırlamakla, içimizde, kendimize karıştırarak belki bir gölge, belki bir rüya halinde, biraz daha yaşatmış oluruz!
- Artık seneler aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor! Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!.. En kısa bir lezzet için fırsat ve imkan kalmıyor. Ömrümüz yörüngesinden kopup , boşluğa düşüp sönen bir yıldız gibi geçiyor!..-
- Bence bu, kendini değil de başkalarını düşünmek, halis bir düşünceye benzemiyordu. Başkalarının felâketlerine tahammül kuvvetimiz, maşaallah, harikulâdedir. Bu başkalarını düşünüş, neticede, bir hodgâmlığa dönmüyor muydu?
- Artık seneler aylar gibi, haftalar günler gibi, saatler dakikalar gibi geçiyor! Zaman bir acele hastalığına tutulmuş da bizi iterek kovalar gibi koşuyor!.. En kısa bir lezzet için fırsat ve imkan kalmıyor. Ömrümüz yörüngesinden kopup , boşluğa düşüp sönen bir yıldız gibi geçiyor!..-
- Mazimiz, hatırlayabildiğimiz nispette, tekrar tekrar yaşayabildiğimiz hayatımızdır.