- "Ona söylenen bütün sözler ?sus' diye başlamıştır; bütün nesneler ?cıs' diye tanımlanmıştır; bütün meraklar ?hayır' diye yanıtlanmıştır; bütün sevinçler ?ayıp' diye kınanmıştır; bütün sokaklar ?içeri' diye bitirilmiştir; bütün ufuklar ?otur' diye karartılmıştır; bütün büyükler ?doğru' diye kutsanmıştır; bütün oyunları ve arkadaşları ?kötü' diye paylanmıştır. Kendisi yoktur artık. Bu yüzden öteki de yoktur. Yalnız bile değildir. Yalnızlık duygusu yoksunudur. Şekilsizdir. Herkese benzediğinden özü de yoktur. Cümlesiz ve fikirsizdir. Her konuda konuşur. Tek bildiği doğru, yüksek sestir. Ya kahramandır bundan ötürü ya hayran. Kendi ?mahallesi' dışında eli ayağı dolaşır. Çocukluğu olmadığı için ne anısı, ne geleceği vardır. Bildiği tek cinsiyet erkekliktir. Sevmez, yatar. Öfkesi de gülmesi de birer lütuftur. Başını çevirmez, gövdesiyle döner. Bilmediği ya da çıkarının olmadığı her şey, yanlış ve tehlikelidir. Acısı varsa da kimsesizdir. Bu yüzden barışın, hayatında bir karşılığı yoktur."
- Belleğini televizyon ekranına indirgemiş, -gösterilenden öte fikri olmayan- bir toplumun, şiddete davetiye çıkarıyor olmak gibi bir kaygısı olamaz kuşkusuz. O, ne kadar edilgen bir şiddet izleyicisi ise, şiddete o kadar maruzdur zaten.
- "Birazdan akşam olacak. Günün, çaresizlik kalemiyle bir kenara yazdığı 'savaş' ölülerine, gece, yeni bir sayfa açacak. karanlığın merhametine sığınan binlerce insan, gidecek hiçbir yeri olmadığı halde yollara düşecek. yine de hiçbir bomba, bir çocuğun gözlerinden büyük çukur açamayacak dünyaya. Biz, düşen borsa, yükselen döviz, azalan onurumuzla biraz daha siyah, ama bizden uzak bir savaşın iğdiş huzuru ile döneceğiz evlerimize. Çizgili pijamalarımızı giyinip, birer şiddet tapınağına dönen 'sıcak yuvalarımızda', katillerimize secde içinde, ölümlerimizi seyretmeye ve çocuklarımızı sevmeye devam edeceğiz...
- Susmaktan değerli olsun isteriz sözümüz. Herkesin "boncuklu bir cümlesi" olsun, kendini seveceği. Kimse yalnızlığını ötekine göstermekten utanmasın. Ve biz biliriz ki; bir varlığın yazılı tarihi yoksa, bu dünyada bir hayatı yoktur.
- Şiir; kalabalığa gönderilen bir yalnızlık elçisidir...
- Bir kadının kirpikleriyle çizdiği gözyaşı haritasına, adamın kuramadığı cümledir şiir...
- Bir uzaklaşma sanatıdır şiir; herkesi yanına alarak uzaklaşma...
- Taş bile yalnız kendisi değil. Git, kapan. Gör, yalnızlığın yatışmaz kalabalığını...
- Yaptığı iş ne olursa olsun, şiir; okuyan insanı okumayandan çok daha başarılı ve üstün kılar. Elbette aynı zamanda çok daha duyarlı, acılı ve mutsuz... Ama bu acı, bu mutsuzluk insan hayatının güzelleştirilmesi anlamında kesinlikle verimli bir acıdır, mutsuzluktur...
- Aynı dilde mi kederlendik sahi?
Aynı yüzyıl mıydı şu yaşadığımız?