- "Durup dururken niye dövüstünüz peki?"
"Salmısım. Çok naif oldugumu söyledi."
"Kavga sebebi bu mu yani?" - " Tanıstıgımızda iki lafı bir araya getiremeyen, utangaç bir oglandı.
Bazen de açılırdı adam, istesen susturamazdın.
Bana öyle geliyor ki, onun hep bir karanlık tarafı oldu.
Onu ne bana ne de size gösterdi. " - Bu romandaki her şey hayal ürünüdür.
Dünyanın tamamen delirmiş olması hariç. - İnsan ancak bütün geçmişinden soyunduğunda aslında kim olduğunu anlayabiliyor.
- Acılar çekiyoruz.
Yolumuzu kaybediyor, buluyor, sonra yine kaybediyorduz. - Zamanla anlamını yitiren sözcükler sonra: Mesela aşk...
Ve asıl anlamına zamanla kavuşan sözcükler: Mesela ölüm... - Biliyorum, ''keşke burada olsaydın'' söylenebilecek en aptal cümle. Ama keşke burada olsaydın. Keşke karşı karşıya oturup hayattan konuşsak ya da hayata dair sussaydık. Sustuğumuz zaman bile birbirimizi anlayabilecek kadar tanışıyor olsaydık.
- Şu an çektiğin acı seni öldürmeyecek. Eğer izin verirsen, biraz daha güçlendirecek ama.
- Bazı mektupların yazılmasını geciktiren bir kısır döngü var. Önce gücü yetmediği, ne söyleyeceğini bilemediği için yazamıyor insan. Sonra bu tereddütler yüzünden mektubun yazılması gereken zaman geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu sefer gecikmiş olmanın suçluluk duygusu engelliyor seni. Mektup asla yazılamıyor. Tuna Kiremitçi, Git Kendini Çok Sevdirmeden(Sf.47)
- Acılar çekiyoruz Yolumuzu kaybediyor buluyor sonra yine kaybediyoruz. Yalnızlık üzüntü veriyor bize. Nedenleri hakkında düşünmek ise hatırlamak istemediğimiz gerçeklerle yüzleştiriyor.