- Gerçekler işine gelmiyorsa hayatında bir yamukluk var demektir.
- Bazı mektupların yazılmasını geciktiren bir kısır döngü var. Önce gücü yetmediği, ne söyleyeceğini bilemediği için yazamıyor insan. Sonra bu tereddütler yüzünden mektubun yazılması gereken zaman geçiyor. Tren kaçıyor yani. Bu sefer gecikmiş olmanın suçluluk duygusu engelliyor seni. Mektup asla yazılamıyor.
- Sessizlik de icabında müziktir.
- Sonra, gitti. İki saat sonra buluşacakmışız gibi ayrıldık birbirimizden. Bir daha hiç görüşemeyeceğimizin o an farkına vardım.
- Bu işler böyleydi işte... İnsan bir kasım gecesi kaldırımın üstünde kalıveriyordu.
- 'Gizemli olmak için çabalamıyordu ve onu asıl gizemli kılan buydu. Her şey olması gerektiği gibiymiş, düzeltilmesi gereken hiçbir şey yokmuş, tek yapmanız gereken ayak uydurmakmış gibi bir duygu veriyordu.'
- 'Gizemli olmak için çabalamıyordu ve onu asıl gizemli kılan buydu. Her şey olması gerektiği gibiymiş, düzeltilmesi gereken hiçbir şey yokmuş, tek yapmanız gereken ayak uydurmakmış gibi bir duygu veriyordu.'
- ....bedenine girmiş ölümün yanına uzandım, ona sarılıp gün boyu bekledim.
sigara içtim bekledim...
biraz kokain çektim bekledim...
tuvalete gidip geldim bekledim...
yeterince beklersem ölüm bedeninden çıkar, o uyanır diye bekledim...
beklemek beni onun babası yaptı, oğlu yaptı
ölüm benim bekleyişimden dev bir heykel yaptı,
ben o heykelin tepesine konan kuş oldum yine bekledim...
asırlar beklemekle geçti,
derken bekleyiş de geçti...
cümleler büsbütün anlamsızlaşıp anlam kendisini bir kız için vurdu
ve ben anladım:
bekleye bekleye onu geri getiremeyeceğimi... - hayatım senindir.
nefesim ve tenim senindir.
seni sevmekten dolayı yaşayacağım her şeyden ancak gurur duyarım... - ne kadar zaman geçti bilmiyorum.
damarlarımdan kaç acı dakikası, ruhumdan kaç işkence...
insanın ne kadar acı çekerse çeksin ölememesi, ancak cehennemde mümkündür...