Önünde hiçbirşey bulunmayan 'fon', tek bir belirsiz yüzeydir ?oysa birşey, ancak bir 'fon' önünde belirgin, seçik, 'net'tir ?öte yandan, bir arkaplan, tek başına 'flu' bile değildir : bir şeyin flu olması için, bir başka şeyin 'net' olması gerekir ?tek başına birşey ne 'flu' ne de 'net'tir.
İki kişiden birinin bulunduğu yerde bir 'ağırlık' oluşunca; dolayısıyla da, öteki kişinin 'kefe'si 'hafif'leşince, ilişki 'kaykık'laşır: onu 'düzeltmek' için bir şeyler yapmaları gerekir kişilerin ?en azından birinin; en iyisi, ikisinin birden, birlikte...
Sanki, oramda buramda oluşmuş gedikleri dolduran; tık-nefes kalmış yürümeme yeniden bir erek gösteren; sürekli hale gelmeğe başlamış sıkıntılarımın giderilebileceği bir dingin yer açan, birşeydi, senin ile olan ilişkim ?bir huzurluluk odağı...
İlişkideki kişilerden her biri, öbürünü ?sahiden; sahiciliğinde ?görmeğe çalışmalıdır tabii ki; ama, kendini de, ilişkinin bir ucunda bulunan 'birisi' olarak sürekli gözaltında tutmalıdır ?her iki 'görme'yle ulaştığı bakışları da, sürekli, ötekine iletmelidir.
Oysa, ilişkide 'teşekkür'e yer yoktur ?olamaz : kişilerden birinin öbürü için yaptığı birşey, öbürü açısından gerçi bir 'lütuf' gibidir (bir armağan...) ; ama, yapan kişi açısından, bir 'ödev' gibidir( Kant'ın anlamında) : kişinin yapması gereken; yapmazlık edemeyeceği, birşeydir.
Ustam'ın vurgulamaktan hoşlandığı gibi, 'sevme'nin en temel anlamının 'yeme' olması, burada açıklık kazanıyor : 'yemek' yiyenin yenileni kendine katması ('asimilasyon'!) ise, 'sevme'nin ilk yönelimi de bu, galiba.
Bu senin için ne anlama gelirse gelsin, senin gelip beni bulman, ile, benim seni yıllar yılı beklemiş olmam, hem bu kendiliğin; hem de o çarpıklığın, kanıtı : sen olarak sen; ben olarak ben ?b i z...
'Hayranlık' zavallı birşeydir ?çarpık birşey: Çoğunlukla, 'hayran' olunan, s a h t e bir büyüklük görünümü içindedir; 'hayran' olan da, y a n l ı ş bir küçüklük duygusu içinde...
Sevmek, içini açmaktır.
Sevgi, bir kişinin, kendisini bekleyen bir kişinin kendisini beklediğini, bilmesidir.
Andrey Platonov
İpek Ongun
Dido Sotiriyu (Dido Sotiriu)
Helen Keller
Murat Belge
Elif Şafak
Emile Zola
Lale Müldür
Ryunosuke Akutagava
Ziya Gökalp